BBP Genel başkanı Mustafa Desteci, Alperen ocakları Eski Genel başkanı Serkan Tüzün’ün düğününe katılmak üzere Elbistan’a geldi. BBP Kahramanmaraş İl Başkanı Bekir Kılıç, Elbistan İlçe Başkanı İbrahim Alagöz ile partililerin de eşlik ettiği Desteci, düğün öncesi Kayapınar Tesisleri’nden basın mensuplarıyla bir araya geldi.
“Kahramanmaraş’tan Türkiye Ortalamasının Üzerinde Oy Aldık”
Kahramanmaraş’ın her zaman Büyük Birlik partisi için ayrı bir önemi ve yeri olduğunu belirten BBP Genel başkanı Mustafa Desteci; “Kahramanmaraş, Afşin, Elbistan, Göksun her zaman Büyük Birlik Partisi’ne Türkiye ortalamasının üstünde destek verdiler. Bu oranı son seçimlerde de gördük. İstediğimiz sonucu yakalayamasak da yine Kahramanmaraş’tan, Türkiye ortalamasının iki katından fazla bir oy aldık. Ben bu vesileyle bir kez daha Kahramanmaraşlı, Elbistanlı, Göksunlu, Afşinli seçmenlerimize, kardeşlerimize, bizden aday olan arkadaşlarımıza ve teşkilatlarımıza çok teşekkür ediyorum” dedi.
“Büyük Birlik, Bir Fikir Hareketidir”
Bugüne kadar kendilerine verilen hiçbir oyu ziyan ettirtmediklerini söyleyen Desteci; “Büyük Birlik Partisi seçimlere girmek için kurulmuş bir siyasi parti değildir. Büyük Birlik partisi, bir fikir ve misyon hareketidir, bir ideolojinin, duruşun adıdır. Avrupa Türk Birliği Teşkilatlarıyla, Alperen Ocaklarıyla, vakıflarıyla, dernekleriyle bir harekettir. Bu hareket inşallah milletin muktedir iktidarını gerçekleştirene kadar da yoluna devam edecektir. Büyük Birlik Partisi ülkemiz için kadrolar yetiştirmeye, projeler üretmeye, hep doğrunun, demokrasinin ve milletin yanında durmaya devam edecektir, doğru kimden gelirse gelsin ona doğru diyecektir, yanlış da nereden gelirse gelsin, nereden geldiğine bakmadan onun karşısında duracaktır” dedi.
“Terörün Türkiye Ekonomisine Zararı 2 Trilyon Doların Üzerindedir”
Hükümet tarafından Türkiye’nin 17. büyük ekonomi olarak lanse edildiğini fakat Türkiye’de 60 milyon insanın açlık ve yoksulluk sınırın altında yaşadığını ifade eden Mustafa Desteci, 10 bin dolar denilen kişi başına düşen milli gelirin ise 1500-2 bin dolar arasında seyrettiğini söyledi.
Türkiye’deki bu sorunlarından ana nedenlerinden başlıcasının da terör olduğunu belirten Desteci; “Çünkü terör sadece kucağımıza askeriyle, polisiyle, siviliyle 12 bine yakın şehit vermekle kalmadı, bunun yanında bu ülkenin 500 milyar doları 27 yıldır teröre harcandı. Bu, 500 milyar dolar kuru para harcanan. Bunun kümülatif değerini topladığımızda ‘bu yatırıma dönüşmüş olsaydı, milli ekonomiye girmiş olsaydı ne olurdu’ diye baktığımızda bunun Türkiye ekonomisine zararın 2 trilyon doların üzerinde olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Dolayısıyla terör, sadece şehitler vermekle kalmıyor, aynı zamanda milletin geleceğini de çalıyor, açlığın da yoksulluğun da, büyük oran da işsizliğin sebebidir. Teröre harcanan 500 milyar doların 100 milyar doları o bölgeye harcansaydı, belki de bugün terörden bahsetmiyor olacaktık. Zararı sadece bununla da bitmiyor. 1200 yıl süren kardeşliğimiz var ve yeni bir millet oluşturma çabalarıyla bir Türk-Kürt kavgası çıkarılmak isteniyor, Türkiye bir kaosa sürüklenmek isteniyor. Bütün bunların sebebi, Türkiye eğer bölgesinde güçlü, lider bir ülke olursa öncelikle Osmanlı bakiyesi topraklar, ‘Türk İslam Coğrafyası’ dediğimiz topraklar başta olmak üzere nerde mazlum bir millet varsa, nerde yardıma muhtaç bir topluluk varsa oraya yardım elini daha güçlü uzatacaktır” dedi.
“Çocuklarımız, Yabancı İstihbaratlar Tarafından Yetiştirilmiş Teröristlerin Karşısına Kondu”
Türkiye’de tüm olumsuzlukların başı gösterilen terörle bugüne kadar da mücadele edilmediğini öne süren Desteci; “Terör, Türkiye’deki belkide bütün olumsuzlukların sebebiyken bununla gerçekten 27 yıl mücadele edilmiş mi diye bakıyorsun. Biz asla bununla mücadele edildiğini düşünmüyoruz. Bir önceki Genelkurmay Başkanı’nı da, ondan önceki Genelkurmay Başkanı’nı da dinlediğimiz de bu mücadelenin yapılmadığını itiraf niteliğinde onların ağızlarından da duyduk. Terörle mücadele edilseydi, bugün PKK diye bir şey Türkiye’nin gündeminde olmazdı. Terörle mücadele etmek için bir kere 5-6 tane şartı yerine getirmen lazım. Bunlardan birincisi, sivil otoritenin açık ve net bir politika belirlemesi lazım ve bunu kamuoyuyla paylaşıp kamuoyu desteğini arkasına alması lazım. Bu oldu mu Türkiye’de bugüne kadar, olmadı. Mevcut iktidar da bunu yapmıyor. Bir ‘açılım projesi’ diyor, bir ‘PKK’nın kökünü kazıyacağım’ diyor, bir ‘kandili söndüreceğim’ diyor, bir ‘Apoyla görüştüm’ diyor, bir ‘MİT görüştü ben görüşmedim’ diyor. Şimdi baktığın zaman sivil otoritenin net bir politikası yok. Çünkü bağımsız bir şekilde hükmedemiyorlar. ABD, Avrupa Birliği, İsrail ve başka güçlerin devreye girmesiyle yapılacak işlerin birçoğu yapılmıyor. İkincisi teröristlerle eğitimli birliklerle mücadele edilmesi, lazım. Bugüne kadar Türkiye’de bu yapıldı mı, hayır. Yanaşık düzeni eğitim almış gönüllü çocuklarımız, yabancı istihbaratlar tarafından yetiştirilmiş teröristlerin karşısına kondu. Terörle mücadelenin en önemli ayaklarından bir tanesi asker ve sivil otoritenin işbirliği yapması. Türkiye’de bu da olmadı. Hep asker, sivil siyasetin üzerinde onu yönlendirmeye çalıştı, onu yönetmeye çalıştı. Sivil irade de, siyasette askeri nasıl kızdırmam veya iktidarımı hangi şartlarda sürdürürüm hesabıyla bir işbirliği sağlanmadı. İstihbarat örgütlerimizin tam işbirliği içinde olması gerekiyordu ama üzülerek söylüyorum ki dönem dönem istihbarat örgütlerimizi birbirlerini avlama yoluna, birbirlerini açığa düşürme yoluna gittiler. Bunların hepsini biliyoruz. Terörle mücadele bir önemli diğer unsur ise bölge halkının kazanılması gerekiyordu. Bu da olmadı. Tam tersine gittikçe bölge halkı oradaki uygulamalardan dolayı ve PKK’nın siyasi uzantılarını bugüne kadar 27 yıl içerisinde ülkeyi yönetenler muhatap aldıkları için bölge insanı bir nevi onların kucağına itilmiş oldu” dedi.
“Türkiye Adına Utanç Verici”
BBP Genel başkanı Mustafa Desteci, açıklamalarının devamında Türkiye’nin gündemini oluşturan bir diğer konu olan PKK-MİT görüşmesine de değinerek şunları söyledi; “Son çıkan PKK-MİT görüşmesi de Türkiye adına bir rezalet, utanç verici bir şey. Bugünkü MİT Müsteşarı olan Hakan Fidan Bey, o dönemde Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı ve ‘ben Başbakan adına buradayım, Başbakan beni dinler, ne dersem yapar’ diyor. Ve o görüşme içerisinde Türkiye’yi küçülten, Türkiye’yi daha da yerin dibine sokan şey ise bu görüşmenin bir İngiliz gözetiminde yapılmasıdır. Yani İngilizler ayarlamış bu görüşmeyi. Rezaletin boyutuna bakın. Şimdi dolayısıyla da biz bugüne kadar bu konuda mücadele edilmediğini söyledik. Samimi bir mücadele edilseydi dünyanın 5. büyük ordusu olan bir gücün ve 75 milyon kaynaşmış bir toplumun bu terör örgütünü bitirmemesi mümkün müydü? Ben bundan bir ay önce hazırladığımız terör raporunu hem meclis içindeki siyasi partilere hem ana muhalefet liderine ve de Sayın başbakan’a götürdüm. Ve neler yapılması gerektiğini anlattım, konuştum, onları dinledim, meclis dışındaki muhalefetin görüşlerini hem ana muhalefet liderine hem Sayın Başbakan’a aktardım. Ve orada özetle söylediğim bir şey vardı. Dedim ki ‘artık bu işin üzerinden siyaset yapmayın. Yıllardır bu işin üzerinden siyaset yapıyorsunuz, yok senin döneminde azdı benim dönemimde bitmişti, sen astın ben asamadım, al ipi sana veriyorum sen as. Bunun üzerinden siyaset yapmayın.’ Bunu herkes demiyor mu ‘bu bir milli mesele’ diye. O zaman yapmamız gereken şey basit. Her şehit cenazesi geldiğinde ‘terörle mücadelemiz aynı azim ve kararlılıkla sürecektir’ sözünü devlet erkanından duymaktan bıktık. Bunu hem Sayın Cumhurbaşkanı’na hem de Sayın Başbakan’a söyledim. ‘Siz bunu söyleyince millette demek ki terörde bir 27 yıl daha sürecek aynı azim ve kararlılıkla diyor. Onun için azminizi de, kararlılığınızı da, konseptinizi de değiştirin.’ Bütün siyasetçilerimiz, bütün siyasi partilerimiz, bütün bürokrasimiz, bütün sivil toplum örgütlerimiz topyekun bir millet olarak bir araya gelelim, ortak bir akıl oluşturalım, ortak bir proje koyalım ortaya ve en yüksek mücadele ruhuyla topyekun bir mücadele başlatalım, bakalım bunun karşısında kim durabiliyor? Ben kimsenin duramayacağına inanıyorum. Devlet içinde ikinci bir otoriteye müsaade edilmez, devletin otoritesi tektir. Eylem yapacaklarmış, gösteri yapacaklarmış, şehirleri karıştıracaklarmış diye devlet kimseden korkmaz. Hiçbir kanunla kurulmamış olan DTK’nın hemen dağıtılması lazım. Terörle Mücadele Kanunu’nda, Türk Ceza kanunu’nda, Anayasa’da işledikleri suçun vezası neyse bunun karşılığını çeksinler. Nasıl ‘futbolda şike var’ diye bu operasyonu başlatıyorsun, ‘Ergenekon’ diye bu operasyonu başlatıyorsun, o zaman burada da başlatacaksın, burada daha acımasız olacaksın. Çünkü en büyük zararı bu veriyor bana. Dolayısıyla da inşallah bu dediğimizi yerine getirirler de bu millet terör belasından kurtulur” dedi.
“İsrail Kaybeder”
Açıklamalarının sonunda basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Desteci, Türkiye ile İsrail arasında yaşanan krizle ilgili sorulan bir soruya karşılık şunları söyledi; “Bir kere Türk kamuoyu İsrail’i hep bugüne kadar olduğundan fazla büyüttü, yani bu bilinçli olarak büyütüldü. İsrail’in gücü tabiî ki var ama İsrail gücünü nereden alıyor? Dünyadaki Yahudi lobilerinden ve ABD’den alıyor. Türkiye’nin onun karşısındaki kozu ney? Türkiye, İsrail’den daha güçlü ve bölgede daha etkin bir devlet. Yani benim bu bölgede İsrail’e ihtiyacım yok, İsrail’in Türkiye’ye bu bölgede yaşaması için ihtiyacı var. Biz, bir kere antiseminist bir topluluk, bir millet değiliz, bizim Yahudi düşmanlığımız yok. Bizim problemimiz, İsrail Devleti’ni yönetenlerle. Bugün Yahudi toplumumun en az yarısı da İsrail yönetiminden memnun değil. Onun için bu baskıcı, uluslar arası hiçbir hukuka uymayan, kural tanımayan, bu terörist devlete Türkiye’nin artık gereken dersi, gereken cevabı vermesi lazım. Birleşmiş Milletler’den Marmara Gemisi ile ilgili çıkan karar, Türkiye adına bir hezimet, Dışişleri Bakanlığı’nın bir başarısızlığıdır. Ama zaten İsrail ile ilgili hangi karar bugüne kadar İsrail’in aleyhine çıktı? ABD’nin desteğiyle hiçbir dönemde İsrail kınanmamış, İsrail’e cezai müedeler uygulanmamış, İsrail her türlü uluslar arası hukuk dışındaki ne kadar eylem var bunu bu süreç içerisinde gerçekleştirmiş. Bundan sonrası bu işlerde bir ve beraber olmak, ne yapılması gerekiyorsa hükümeti de bu konuda uyarmak ve bu konuda da destek olmak gerekiyor. Bu 5 maddelik yaptırımların olması gerekiyor. Ama inşallah bu şartlarından, bu uygulamalarından taviz vermez. Biz buna ilaveten olarak da ‘İsrail’in Marmara Gemisi’ne yaptığı fiili müdahaleden dolayı, 9 kardeşimizi şehit etmesinden dolayı bu olayın uluslararası ceza mahkemesine de taşınması lazım’ dedik. Ve en önemlisi İsrail’le ticari ilişkilerinde durdurulması lazım. Çünkü ticari açıdan da benim İsrail’e değil, İsrail’in bana ihtiyacı var. Ben eğer İsrail ile 2 milyar dolarlık bir ticaret hacmim varsa bunun 1,5 milyar doları ithalat, yani İsrail’den ben alıyorum, 500 milyon dolar da İsrail’e satıyorum. Yani burada benim aleyhime bir ticaret var burada. Bizi bugüne kadar PKK’ya karşı mücadelede İsrail Türkiye’ye destek veriyor. Biz de bunun tam aksini söyledik, İsrail PKK’ya destek veriyor. Ve İsrail Dışişleri Bakanı’nın itiraf niteliğindeki açıklamalarında da bunu görmüş olduk. Dolayısıyla bizim İsrail ile ilişkilerimizin bozulmasından. Türkiye’nin kaybedeceğinden çok İsrail’in kaybedeceği vardır. Bundan sonrasını İsrail düşünsün.”
BBP Genel başkanı Mustafa Desteci, daha sonra beraberindekilerle birlikte Prestij Düğün Salonu’na geçerek Alperen Ocakları Eski Genel Başkanı Serkan Tüzün’ün düğün törenine katıldı.

