Daha önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Mısır’a, Tunus’a ve Libya’ya giden AK Parti Grup başkan Vekili ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, Erdoğan’ın ABD ziyaretinde de yer aldı.
“İnsan Olmanın Temel İlkelerinin Altını Çizen Bir Konuşmaydı”
BM’nin 66. Genel Kurul’una da katılan Mahir Ünal, Başbakan Erdoğan’ın genel kurulda yapmış olduğu tarihi konuşmanın BM binası önünde TRT Haber’in canlı yayınına katılarak Erdoğan’ın konuşmasını değerlendirdi.
Ünal; “Toplumların en temel şanslarından biri de iyi bir lidere sahip olmalarıdır. Her zaman bizim seçimlerde söylediğimiz bir şey vardı. ‘Seçimleri lider ve psikoloji kazanır.’ Toplumları birleştiren, değiştiren ve bir yerlere getirende güçlü bir liderdir. Recep Tayyip Erdoğan, öncelikle İstanbul’da başlattığı, daha sonra Türkiye ölçeğinde devam ettirdiği ve bugün bölgesel olarak sürdürdüğü liderliği bugün burada küresel bir ölçeğe taşımıştır. Ve insanlığın vicdanını aslında burada dinledik. Hakkaniyetin, adaletin, insan olmanın temel ilkelerinin altını çizen bir konuşmaydı. Ve bizler Sayın Başbakan’ın yol arkadaşları olarak sadece onunla yürümeye çalışıyoruz” dedi.
“Sayın Başbakanımızın Yaptığı Konuşma Bir İlkeler Manzumesidir”
İsrail halkıyla herhangi bir sorunlarının olmadığının altını çizen Ünal, bunun Başbakan Erdoğan tarafından da daha önce birçok defa açıkça söylendiğini belirterek; “Olmert döneminde bizim İsrail ile gayet düzgün ilişkilerimiz vardı ama bu dönemde İsrail Hükümeti’nin kendi içerisindeki bazı çekişmeler, çatışmalar, uyumsuzluklar nihayetinde çevreye de yansıyor. Dolayısıyla bizim tepkimiz bugünkü İsrail Hükümeti’nin bu tavrına. Bunu Sayın Başbakan çok açık bir şekilde ifade ediyor. Bir de aslında bizim çok temel olarak altınız çizmememiz gereken bir husus var. Bugün Türk dış politikası ile ilgili ‘sıfır sorun’ politikasının geldiği yeri sorgulayan bazı kesimler için söylemem gerekiyor bunu. Türk dış politikası ‘sıfır sorun’ ilkesi ile yoluna devam ediyor. Çünkü ‘sıfır sorun’ sorunsuzluk hali değildir, çözümden yana olan, çözüm odaklı düşünen, müzakereye dayalı, kendi etki alanında sorun yaratan, sorunun bir parçası olan değil, çözümün tarafı olan bir anlayışın ifadesidir. Dolayısıyla bugün Sayın Başbakanımızın yaptığı konuşma bir ilkeler manzumesidir. Bu ilkeler insanlığın temel ilkeleridir. Ve BM anlaşmasının, sözleşmesinin, İnsan Hakları Bildirgesi’nin ruhunu ifade eden ilkelerdir. Bugün Sayın Başbakanımız da konuşmasında zaten BM’ye asli görevini hatırlattı. Ve BM’ye de bir yerde bir özeleştiri getirdi ve dolayısıyla BM asli görevini yeniden hatırlamalı, asli görevini yerine getirmelidir mesajını verdi” dedi.
“Tehdit Değil, Türkiye’nin Garantörlükten Doğan Haklarını Korumasının Doğal Bir Gereğidir”
Değerlendirmelerinde Başbakan Erdoğan’ın Rumlarla ilgili söylediği ‘gereğini yaparız’ sözüne de değinen Mahir Ünal; “Türk dış politikası, dünden bugüne belirlenmiş bir politika değil. Dolayısıyla bu konuşma Türk dış politikasının Somali’den Libya’ya, Kıbrsı’tan Azerbaycan’a kadar Türkiye’nin kendi etki ve ilgi alanında bütün coğrafyayla ilgili bakış açısını, perspektifini ve politikasını ifade eden bir konuşmaydı. Dolayısıyla Türk dış politikasında bundan sonraki süreçte kendi rutininden bir değişiklik, bir sapma söz konusu değil. Bu ilkeler çerçevesinde Türk dış politikası Somali’yle ilgilenmeye, Libya’ya destek olmaya, Mısır’a, Tunus’a, Suriye ile ilgili yine aynı şekilde bakış açımızı burada net bir şekilde ifade etti. Öbür taraftan Azerbaycan Dağlık Karabağ Bölgesi’nin altını çizdi, Kıbrıs’ın altını çizdi. Ve burada özellikle Kıbrıs’la ilgili şunu da ifade etmek gerekiyor. Bu bir tehdit ya da rest değil, Türkiye’nin kendi haklarını, garantörlükten doğan haklarını korumasının doğal bir gereğidir. Garantörlükten doğan uluslar arası hukukun bize verdiği haklarımızı kullanacağız. Bu bir tehdit olarak değil de kendi haklarını koruyan bir duruş olarak algılamak daha doğru olur diye düşünüyorum” dedi.
AK Parti Grup Başkan Vekili ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal son olarak, Başbakan Erdoğan’ın konuşma yapmadan önce ve konuşmasından sonra BM Genel Kurulu’ndaki havaya da değinerek şunları söyledi; “İngiltere Başbakanı’nın Cameron’ın konuşmasının öncesinde ve sonrasında pek bir alkış olmadı. Ama Sayın Başbakan’ın hem konuşmaya başlamasından önce hem de konuşmasından sonra çok ciddi bir alkış aldı.”

