15 Nisan 2008 tarihinde Elbistanlı hemşerimiz Ayhan Çivi’nin liderliğinde 250 kişilik kurucular kurulunca kurulan Hak-Sen’de olağan kongre heyecanı yaşanıyor. 11-12 Ekim 2008 tarihinde yapılan ilk olağan kongrede genel başkan seçilen Ayhan Çivi, 22-23 Ekim tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilecek olan Hak-Sen Konfederasyonu 2. Olağan Kongresi’nde konfederasyon genel başkanlığına yeniden aday olduğunu açıkladı.
“İsteyen Üyemiz Genel Başkanlığa Aday Olabilir”
‘Siyasi partilerin değil, memurların arka bahçesi olacağız’ sloganıyla kurulan Hak-Sen’i yetkili memur sendikası haline getirme, memurların sorunlarını dinleyen, bu sorunları Ankara’da ilgili birimlere taşıyarak çözüm yolu arayan bir sendika haline getirebilmek için 3 yıldır yoğun bir çalışma içerisine girdiklerini belirten Çivi, Hak-Sen’in demokratik bir sendika olduğunun altını çizdi.
Çivi; “22-23 Ekim 2011 tarihlerinde Türk-İş Salonu’nda 2. Olağan Genel Kurul’umuzu gerçekleştireceğiz ve 3 yıldır genel başkanlık görevime bu kongrede de adayım. Herkesin de bildiği gibi sendikamızı kurarken demokratik olmaya özen göstermiş ve bu bağlamda genel başkanlığa isteyen her üyemizin aday olabileceğini deklare etmiştik. Diğer sendikalarda bir üyenin genel başkanlığa aday olabilmesi bazı seçimleri kazanması gerekirken bizde öyle bir şey yok ve 400 delegenin oy kullanacağı 2. Olağan Genel Kurul’umuz da isteyen üyemiz genel başkanlığa aday olabilir” dedi.
“Elbistan’ın Aleyhine Gördüğüm Her Konuda Tavrımı Açık Bir Şekilde Ortaya Koyacağım”
‘Hak-Sen’in kuruluş felsefesinde memurların arka bahçesi olmak yatıyor’ diyen Çivi, kuruldukları günden bu yana hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmadıklarını, memurların arka bahçesi olduklarını, tüm siyasi partilere eşit yakınlıkta olduklarını ve siyasi ideolojik amaçtan da uzak durduklarını söyledi.
Çivi; “Bu muradımızın, siyasi ideolojik amaçlardan uzak durmamızın çalışanlar tarafından anlaşıldığını görüyorum. Sendikal mücadelenin samimiyeti konusunda bir inandırıcılık oluştu. Bu çizgimizi en ufak bir şekilde bozmadan önümüzdeki süreçte de yolumuza devam edeceğiz. Özellikle de bir Elbistanlı olarak yaptığım görevin memleketim açısından da olumlu olduğunu görüyorum. Bundan sonra da Elbistan’la ilgili her konuda Elbistan’ın ve hemşerilerimin çıkarları doğrultusunda çalışmaya devam edeceğim. Bunun resmi olmasa bile manevi anlamda da bir görev olduğunu düşünüyorum. Özellikle Elbistan’ın geleceği konusunda hayırlı her fikir ve düşüncenin kayıtsız ve şartsız destekçisi olacağım. Bununla birlikte Elbistan aleyhine gördüğüm her konuda da fikirlerimi ve tavrımı açık bir şekilde ortaya koyacağım. Bunu da zaman gösterecek” dedi.