HABER ARA

-- Tüm Kategoriler --İhale İlanlarıVideo HaberGazetemiz Gelişmiş Arama

Takvim

Sayaç

Enerji Bir-Sen Elbistan Temsilcisi Tacettin Dal, Fransa Meclisi'nde kabul edilen sözde ermeni soykırımını inkar yasasına tepki göstererek Fransa'nın barbarlıklarla dolu kirli tarihiyle yüzleşmesi gerektiğini söyledi.

Yorum Sayısı

: 0

Tarih

: 27 Aralyk 2011 10:40

Sözde ermeni soykırımını inkar edenlere ceza verilmesini öngören yasanın Fransa Meclisi’nde kabul edilmesine tüm Türkiye genelinde olduğu gibi ilçemizden de büyük tepkiler geliyor. Fransa’ya tepki gösteren isimlerden biri olan Enerji Bir-Sen Elbistan Temsilcisi Tacettin Dal, yapmış olduğu bir açıklama ile Fransa’nın Cezayir’de uyguladığı katliamın tüm dünyaca bilindiğine dikkat çekti.

Dal, açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Enerji Bir-Sen olarak, Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunun tarihçilere bırakılmasını, Sömürgeci Fransa'nın kendi işine bakmasını, yapacak işi kalmamışsa da geçmişiyle, barbarlıklarla dolu kirli tarihi ile yüzleşmesini öneriyoruz. İçeride ve dışarıda sürekli olarak itibar kaybeden Fransa Devlet Başkanı Sarkozy’nin seçim hesabıyla iç siyasete yönelik girişimlerine aziz milletimizi alet etmesi asla kabul edilemez. Bazı tarihi gerçekleri Fransa’ya hatırlatmak istiyoruz:

Bosna Savaşında 312.000 kişi hayatını kaybetmiştir. Yugoslavya'nın çöküşü üzerine 1992 yılında Sırpların Bosna'da başlattıkları soykırımın ardından bölgeye zoraki olarak müdahele eden Birleşmiş Milletler'in güvenli bölge ilan ettiği 6 bölge arasında Srebrenitsa'da vardı. Hollandalı askerler bir gece yarısı Bosna'daki BM Barış Gücü komutanı Fransız generalden aldıkları emir doğrultusunda kenti boşalttılar. Kendilerine sığınan 25 bin mülteciyi ve şehri Sırplara teslim ettiler. Sırp vahşeti başta Fransa olmak üzere Avrupa’dan yüz bularak doruğa çıktı ve tam 5 gün süren katliamda 8300 kişi öldürüldü. Öldürülen bu 8300 kişinin cesetleri parçalanıp iskeletleri çıkarttırıldı ve bu cesetler krematoryumda yakıldı. Lahey Adalet Divanı bir hafta süren katliamı bir 'soykırım' olarak kabul etti. Müslümanların elindeki silahlar BM Barış Gücü komutanı Fransız General tarafından toplattırılmış sonrada da onları en azgın düşmanlarına teslim etmiştir. Ratko Mladiç komutasındaki Sırplar Srebrenitsa'ya olan saldırılarını sıklaştırdıklarında müslümanların toplanan silahlarını geri almak için yaptıkları başvuru ise reddedilmiştir.

Bağımsızlık savaşı veren yüz binlerce Cezayirliyi katleden Fransızların 2.5 milyon Cezayirliyi tehcire tabi tuttukları biliniyor. Cezayir’ de 100 yılı aşkın süre her türlü insanlık suçunu işleyen Fransızların bağımsızlık savaşında 8 bin köyü yok ettiği de çeşitli kaynaklarda yer alıyor.

"Cezayir'in işgaline katılan Yarbay Montagnac 15 Mart 1843'te şöyle demişti: Koşullarımızı kabul etmeyen tüm halkların kökü kurutulmalı. Yaş ve cinsiyet farkı gözetmeden hepsi yok edilmeli. Fransız ordusunun geçtiği yerde bir daha ot bile bitmemeli. Emrimdeki tüm askerleri uyardım; bir Arap'ı bile karşıma sağ getirirlerse, onların karınlarını deşeceğim. 15 yaşından büyük bütün erkekleri öldürmek, tüm kadınlarını esir almak, tüm mallarına-mülklerine el koymak; Araplar'la savaş işte böyle yapılır. Kısacası, köpek gibi ayağımızı yalamayan herkesi ortadan kaldırmalıyız."

1942 yılında 300 bin Cezayirli, Fransız ordusu tarafından askere alınarak 2. Dünya Savaşına sokuldu. Savaş sonrası için bağımsızlık sözü verilen Cezayirliler canla başla savaştılar. Ancak Fransızlar sözlerini tutmadılar. 8 Mayıs 1945 te Setif şehrinde savaştan sonra vaat edilen bağımsızlık için gösteri yapan halka makineli tüfek ile ateş açılmış binlerce kişi öldürülmüştür. İkinci dünya savaşı sonrası evlerine dönen Cezayirliler on binlerce Cezayirlinin Fransızlar tarafından katledildiğini görmüşlerdir. Katledilen on binlerce Cezayirlinin bir kısmı şehir dışında açılan dev çukurlara gömülmüş, bir kısmı kamyonlarla nehirlere dökülmüş, bir kısmı ise kamyonlara doldurularak kireç fırınlarında yakılmaya götürülmüştür. Cezayirlilerin cesetleri, Nazi fırınlarına benzeyen ölüm fırınlarında yakılmıştır. 1945 yılı, tarihe, Fransa'nın utanç yılı olarak kazınmıştır.

Sömürgeci Fransa, Cezayir’de köylülerin özellikle verimli ovalardaki ürünlerini ve köyleri yakmış, her yaştan Cezayir köylüsünü dağlık yörelere sürmüştür, on binlerce insanın yarı aç yaşamaya mahkum edildikleri toplama kampları oluşturmuştur. 1960 yılı başlarında bu kamplarda tutulan Cezayirlilerin sayısı 2 milyonu bulmuştur. Cezayir, 1962 yılında bağımsızlığına kavuştuğu zaman 1,5 milyon insanını kaybetmişti. Bu kayıp, toplam nüfusun %16,5'ine denk düşüyordu ki o güne dek bir ulusun gördüğü en yüksek oranlı insan kaybıydı.

Fransız katliamları sadece Cezayir ile sınır değil. Ruanda’ da 1994 yılında yaşanan soykırımda 100 gün içerisinde 800.000 Tutsinin Hutular tarafından öldürülmesinin insanlık tarihinin en korkunç olaylarından birisi olarak belleklerde yer alıyor. Yakın tarihin en korkunç insanlık suçunda Fransızların parmağı dünya kamuoyu tarafından biliniyor. Dünyadaki soykırımlara seyirci kalmayacağını söyleyen Fransa ve ABD gibi ülkeler, bölgeye müdahale etmemek için BM'de soykırım sözcüğünü içeren tüm önergelerde değişiklik isteyerek, belgelerden çıkartılmasını istemişlerdi."

Biz Enerji Bir-Sen ailesi olarak sözde soykırım iddialarını sürekli olarak gündeme taşıyan Fransa’ya karşı bütün kamu çalışanlarını Fransız mallarını boykota davet ediyoruz.”

 

KATEGORİLER

• Anasayfa
• İhale İlanları
• Video Haber
• Gazetemiz

Ziyaretçi Defteri

OKU

YAZ

Elbistan'da Hava