MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu, TBMM Başkanlığı’na sunmuş oldukları araştırma önergesinin gerekçesinde, tarım ve hayvancılık alanında Türkiye’de ortaya çıkan sorunların her geçen yıl arttığı vurgulandı.
MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu, araştırma önergesinde, coğrafi ve iklimsel konumu nedeniyle her türlü ürünü yetiştirmeye müsait olan ülkemizin meralarıyla hayvancılık konusunda da çok uygun bir durumda olduğunu belirterek, bütün bu olumlu gelişmelere rağmen ülkemizde hem tarım, hem de hayvancılık alanında üretimin son yıllarda iyice gerilediğini ifade etti.
Dedeoğlu, araştırma önergesinin gerekçesinde şu ifadelere yer verdi, “Tarımın ve hayvancılığın önemli girdileri arasında yer alan gübre, mazot ve yem fiyatları sürekli olarak artmaktadır. 2002 yılında 1 lira 37 kuruş olan mazotun litresi 3 lira 87 kuruşa yükselmiştir. Çiftçilerimizin kullandıkları mazotun üzerinde ÖTV ve KDV olmak üzere yüzde 60-70 vergi yükü bulunmaktadır. Buna karşılık çiftçilere verilen mazot desteği, mazota çiftçilerimiz tarafından ödenen bedelin yüzde 5’lik bölümünü ancak karşılayabilmiştir.
Gübre fiyatları, yüzde 55 ile yüzde 90 arasında yükselirken, çiftçilerimizin sulamada kullanmış oldukları elektrik tarifeleri de her yıl kat ve kat artmıştır. Bu artışlar karşısında, ürünü para etmeyen çiftçilerimiz alın terinin karşılığını alamadığı için bankalara, tarım kredi kooperatiflerine ve elektrik idarelerine olan borçlarını ödeyemez hale gelmiştir.
Yüksek fiyat artışları karşısında çiftçilerimizin tarlasına atmış olduğu gübre miktarı da her geçen yıl azalmıştır. Çiftçi; 2005 yılında 5 milyon 198 bin 779 ton gübre kullanılırken, 2006 yılında 5 milyon 367 bin 045 ton, 2007 yılında 5 milyon 148 bin 59 ton, 2008 yılında 4 milyon 129 bin 256 ton, 2009 yılında 5 milyon. 275 bin 619 ton ve 2010 yılında da 4 milyon 968 bin 256 ton gübre kullanılmıştır.
Yüksek girdi artışları ve düşük ürün fiyatları; ekili alan miktarını da daraltmıştır. 2000 yılında 9 milyon 400 bin hektar olan buğday ekili alan miktarı 2010 yılında 8 milyon 103 bin 400 hektara düşmüştür. Ekili alan miktarındaki düşüş üretimi de etkilemiştir. 2000 yılında 8 milyon ton arpa üretimi gerçekleşirken, 2010 yılında 7 milyon 250 bin ton üretim gerçekleşmiştir.
Kuru fasulye, mercimek, nohut, ayçiçeği, yer fıstığı, soya susam, şeker pancarı, patates tütün, elma, üzüm, kayısı ve zerdali gibi ürünlerle ilgili ekilen alan ve üretim oranlarında da dönem dönem büyük miktarda azalma yaşanmıştır.
Tıpkı tarım alanında olduğu gibi hayvancılık alanında da ülkemizde önemli sorunlar yaşanmaktadır. Ülkemizde yıllar itibariyle küçük ve büyük baş hayvan sayısı azalmıştır. 2000 yılında 28 milyon 492 bin olan canlı koyun sayısı 2010 yılında 23 milyon 89 bin 691’e düşmüştür.
Kurbanlık büyük baş hayvan konusunda ithalata yönelen ülkemiz, ithal et konusunda kapılarını ardına kadar açmıştır. Yem hayvancılığın önündeki en önemli girdi haline gelmiştir. Bugün yem hayvancılık girdilerinin yüzde 70’ini oluşturmaktadır.
2011 yılında geçen yıla oranla; kepek ve küspe gibi değirmenlik ve yağ sanayi yan ürünleri başta olmak üzere yem ham maddeleri yüzde 80 oranında artmıştır. Bu artışla, bir torba yemin fiyatı 38-40 liraya yükselmiştir.
Yüksek yem fiyatları artışı, süt piyasasını da olumsuz etkilemiştir. Süt konusunda, piyasaların arz-talep meselesi kontrol edilememiştir. Bu yanlış hayvancılık politikaları süt inekçiliğine de zarar vermiştir. Bir dönem süt inekleri üretici tarafından kesime gönderilmiştir” ifadelerine yer verdi.