Elbistan Ziraat Odası Başkanı Mehmet Ali Bulut, 13 şairin katıldığı ve yaklaşık 3 ay süren tatlı ve sert atışmaların yaşandığı bu atışmayı şairlerinde katılımı ile yemekli bir toplantıda buluşturacaklarını ifade etti.
Bulut yarın akşam gerçekleştirilecek organizasyon hakkında yaptığı açıklamada, “Hacı Hasan Uğur ve Ahmet Bulut bu atışmanın lokomotifi olmuştur. Fransa’dan, Artvin’den, Ankara’dan, Konya’dan, Göksun’dan, Afşin’den ve tüm katılan şairlerimizi ayrıca tebrik ediyorum, 3 ay boyunca Elbistan halkına heyecan, neşe, mutluluk yaşattılar. Elbistan şairler, ozanlar bakımından zengin bir potansiyele sahip ama biz Elbistanlılar olarak bu değerleri daha iyi değerlendirebiliriz” dedi.
Bu bölgede Karacaoğlan’ın ve Dadaloğlu’nun izleri olduğuna vurgu yapan Bulut, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hayati Vasfı Taşyürek, Ahmet Çıtak, Abdurrahim Karakoç, Karakoçlar ve Âşık Mahsuni gibi cevherleri yaşatabiliyor muyuz? Bu bölgenin adını dünyaya duyuran insanlar, bir devleti, bir şehri, tarihi kültürü ve edebiyatı, türküleri şiirleri öne çıkarır. O zaman Elbistanlılar olarak, Afşin’imizle, Ekinözü’müzle, gerek ahirete göç etmiş ama iz bırakmış, gerekse hayatta olan şairlerimize sahip çıkmak, bölge halkı olarak borcumuz olduğunu düşünüyorum. Değerlerimize, kültürlerimize sahip çıkmak, Elbistan’ımızı öne çıkarır, internet ortamında dünyaya açılmamızı sağlar. Mesela her yıl Elbistan’ımız da bir festival düzenlesek, tarım ürünlerimizi, ata sporu güreşimizi, şairlerimizi, daha birçok güzelliklerimizi festival aracılığı ile öne çıkarsak, şehrimiz için faydalı olur diye düşünüyorum.
Bu değerlerimizi cadde ve sokaklarımızda yaşatsak Mükrimin Halil Yinanç hocamızın adını bir lise ile değil de kültür sitemize versek, birçok yerlerde adını yaşatsak diye düşünüyorum. Bu bölgede yetişen bilim adamlarımızla, akademisyenlerle, senede bir Elbistan’da toplanıp fikir alışverişinde bulunsak, Elbistan için daha güzel görüşler ortaya çıkar diye düşünüyorum.”
Anadolu geleneklerini bağrında taşıyan, yaşatan şairlerin büyük değerler olduğunu belirten Bulut, şu ifadelerle sözlerini sürdürdü;
“Şairlik, âşıklık bir edebiyat dalıdır. Hiç edebiyat okumayan, o kadar çok halk aşıkları, şairlerimiz var ki nerde, ne zaman, ne söyleyeceği bilinmez. Bir bakarsın Tuna Nehrini akıtmaz, Osman Paşayı Plevne’den çıkmazı söyler, bir bakarsın Burası Muş’tur der, bir bakarsın Çanakkale’de Aynalı Çarşı der, bir bakarsın bazen Mehmet Akif olur milli duyguları kabarır. Benim sadık yârim kara toprak der, bir bakarsın Antep’in Ezo gelinini dile getirir, bir bakarsın Maraş’ın Merik kızına ağıt yakar ve Mihriban’ımı der. Karakoç gibi, Dadaloğlu gibi kükrer, Köroğlu gibi haykırır, bir bakarsın Kırım’a ağıt yakar, Karabağ’dan feryat eder şairler. Aşıklar adı üstünde Anadolu geleneklerini bağrında taşıyan, yaşatan bölgemiz şairleri de bize bu gün ne diyecekler.”
16 Mart 2012 tarihinde saat 18.00’da Proma Restoran’da oda olarak düzenledikleri şairler toplantısının bir başlangıç olması temennisinde bulunan Bulut, şairlerin sunumlarında, Elbistan protokolü, siyasi partiler, basın ve sivil toplum örgütlerinin katılımı ile bir toplantı gerçekleştireceklerini söyledi.