MHP Eski Kahramanmaraş Milletvekili Adayı Kerim Yılmaz, Elbistan İlçe Başkanı Ramazan Kaya ve yönetiminin de katıldığı Pınarbaşı Teras Kafe’deki sabah kahvaltısında basın mensuplarıyla bir araya geldi.
“Toplumsal Öfke Sokaklara Taşıyor”
Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kerim Yılmaz, son aylarda artan terör olaylarına dikkat çekerek halkın her gün yeni acılara gark olduğunu, milli onurunun kırıldığını belirterek; “Milli birliğimizin sarsıldığı süreçte dünyada ve bölgemiz de haritaların yeniden çizilmesinin de tartışıldığı bu dönem de tarihi günlerden geçiyoruz. Ülke gündeminin her gün değiştiği bu zaman da değişmeyen bir gündem maddesi yeniden bölücü terör olmuştur. On yıldan buyana olmayan, unuttuğumuz PKK’nın yol kesmesi, karakollara, hatta birliklerimize saldırması, servis aracının bombalanması sonucu her gün onlarca şehit veriyoruz. Yetkililerin cenaze törenlerinde mahcup biçimde, kararlılık ve mücadele beyanatları ile geciktirilmesine rağmen toplumsal öfke sokalara taşıyor ve giderekte büyüyor. Bunun içi boş, teröre ve terörist başına tavizden ibaret büyük bir açılım politikası sonucu olduğu açıkça anlaşılmıştır. Maalesef yetkililer bunu görmek yerine şehit cenaze törenlerini gösteren medyaya, açılımın başından beri yanlış, yanıltıcı ve terörü azdırıcı niteliğini söyleyen muhalefete yüklenmek suretiyle sorumluluğu atmaya çalışmaktadır” dedi.
“Terörle Müzakere Edenler, Bu Vebalden Kurtulamayacaklar”
Ülkede güvenlik sorunu olduğunu öne süren Yılmaz; “Çözümü de idareye yani hükümete aittir. Terörle mücadele yerine terörle müzakere edenler bu vebalden kurtulamayacaklardır. Gazzeye yardım götürülen mazlum sivilleri katleden İsrail e karşı meydanlarda efelenmek yerine ciddi caydırıcı ve gerekirse acıtıcı tedbir almayanların şehid cenazelerindeki anne, baba ve yakınlarının yürek acısı ile gösterdikleri insani tepkilerini iç siyasete alet ediyorlar, eleştirmeye hakkı yoktur. Gazze’ye yardıma gidenlerde bizim, şehitlerde bizimdir ve acıları asla yarıştırılamaz ancak gazze yolunda katledilenlerin cenazesinde slogan atılması meşru , şehid cenazesinde atılan sloganları mekruh gören zihniyet iki yüzlülüğünü göstermiştir. Her iki durumda da millerin onuru kırılmıştır. Bunun onarılması gerekir. Çare, milli devlet, güçlü iktidardır. Milletimiz en kısa zamanda önüne gelecek sandıkta eminimki ‘ya devlet başa ya kuzgun leşe’ diyecek ve teslimiyetçi iktidardan kurtulacaktır” dedi.
Açıklamalarında AK Parti hükümetini ağır bir dille eleştiren Kerim Yılmaz, açıklamalarının devamında şu ifadeleri kullandı; “Mevcut hükümetin iş başına geldiği sekiz yıl öncesinde dışarıda; belli başlı Kıbrıs sorunu, sözde Ermeni soykırımı sorunu ve Kuzey Irakta ki oluşum sorunu içeride ekonomik kriz yoksulluk ve yolsuzluk sorunu vardı. Sekiz yıl sonra dışarıda yine aynı sorunlar içeride katmerlermiş bicimde aynı sorunlar ilaveten neredeyse her evde bulunan can yakıcı işsizlik sorunu var. 2002’de bölücü terör sorunu yok denecek kadar azdı ve gündemden düşmüştü. Bugün maalesef PKK terörü yeniden yol kesecek kadar, askeri ve güvenlik birimlerine saldıracak kadar ve büyük şehirlerde bombalama yapacak kadar büyüdü yani. Mevcut sorunların hiçbir çözülmedi ve üstüne işsizlik ve bölücü terör sorunu ilave edildi. Artık devleti ve güvenlik güçlerini mecliste medyada, İmralı da, sokakta ve neredeyse her yerde tehdit edecek kadar cüretkar hale geldi. Bunun sebebi Ekim 2009 da dağdan dönüyorlar diye Habur da sözde bayrak sallayıp zafer işareti yapan hainlere gösterilen şefkat hatta devletin en yüce makamlarından güzel şeyler oluyor beyanatları verenlerdir.
Ekonomik durum ise içler acısıdır. Bu dönemde iç, dış borcu 2’ye katlamış milli varlıklar satılmış, peşkeş çekilmiş, karşılığında beş milyar liralık bölünmüş yol bakiyeside yolsuzluk yapılmıştır. Kriz ABD de çıkmış ancak ABD ekonomisi -2, Türk ekonomisi –6 küçülmüştür.
Bu dönemde çiftçi, besici, işçi, memur ve emekli ezilmiş ve yoksullaşmıştır. İşsizlerin durumu ise fecaattir. İnsanımız aş, iş, huzur ve güvenlik açlığı çekmektedir. Bu nedenle intiharlar, kavgalar ve boşanmalar artmış toplum sosyal cinnet haline sürüklenmektedir. Yani sekiz yıllık dönemde çözülen her hangi bir sorun olmadığı gibi ilave açılım denilerek azdırılan bölücü terör sorununu yeniden milletin başına bela etmiştir.
Hasat sezonu başlamış, çiftçi mazotu 3 kat fazlasına almasına rağmen arpayı yedi yıl öncesi fiyatına satmaktadır. Girdiler 3’e katlanmış hububat fiyatları yedi yıl öncesinin seviyesinde kalmıştır. İktidar, Türk ekonomisini büyüttüğünü, milli geliri artırdığını iddia etmesine rağmen bölgenin gelir düzeyi sürekli gerilemiş ve her gecen günde gerilemektedir.
Bu işte bir yanlışlık olduğu açıktır. Ekonomi büyüyorsa halk neden yoksullaşıyor halkın yoksullaşması kesin olduğuna göre büyüyen ekonomiden pastayı kimler alıyor, sorulması ve dürüstçe cevaplanması gereken soru budur.
Terörle mücadele yerine müzakere edenler askerliğin yan gelip yatma yeri olduğunu düşünenler, yüce peygamberimizin, avucunu açıp beklediğine inandığımız şehitlere kelle diyenler, yaptıkları açılımın kendilerine kurşun, bomba, mayın, milletimizde acı kan ve göz yaşı olarak dönmesi üzerine yeniden yolsuz kalan müflis tüccar misali eski defterleri karıştırıp Apo’nun idamını gündeme getirmektedir. Bu konuda meclis tutanaklarında kayıtlı, imzalı ve mühürlü belgelere göre Koalisyon Hükümeti sırasında idam dosyası her hangi bir terör eylemi işlendiğinde meclise sevk edilmek şartı ile ve MHP dışındaki diğer 2 partinin anlaşıp dayatması sonuncu bekletilmiş, o dönemde 4771 sayılı yasa ile sadece Türk ceza kanunda Adi Suçlar yönünden idam cezası kaldırılmış, buna dahi MHP Milletvekilleri red oyu vermiştir. Bugün iktidar partisindeki 2 milletvekili ise evet oyu vermiştir. İdam cezasının bütün suçlar, yani terörist başını da kapsayacak biçimde Anayasadan kaldırılmasının tarihi şubat 2003’dür. Aksini söyleyen, iddia eden yalancıdır, müfteridir. Hal böyle iken ülkemizin dışarıda Gazze yardımcılarının İsrail tarafından hunharca katledilmesi nedeniyle içeride, Habur’da PKK’lıların bayrak açıp zafer işareti yapmalarına göz yummak suretiyle milli onurunu kıran bu hükümetin bu konuda söyleyecek tek sözü yoktur.
Bugün işsizlik, açlık ve yoksulluk nedeniyle adeta can derdine düşmüş milletimizin tarih te bir çok defa örneğini sunduğu gibi yeniden şahlanması, tam bağımsız müreffeh Müslüman Türkiye için yeniden ayağa kalkacağı günler yakındır.”