Çelik, şunları söyledi; “Af, merhamet ve mağfiret gecesi Berat Kandilini 26 Temmuz 2010 Pazartesi gününü Salı’ya bağlayan gece, idrak edildi.
Şaban ayının 15. gecesi olan bu mübarek günde af ve mağfiret için kalkan eller, Peygamber Efendimizin de müjdelediği gibi beraata eriyor. Bu mübarek gecede “Allah’ım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyorum, senden yine sana ilticâ ediyorum. Senin şanın yücedir. Sana yaptığım senayı, senin kendine yaptığın senaya denk bulmuyorum. Sana layık bir surette hamd etmekten acizim” (Müslim, Salat, 222/1090; İbn-i Mâce, Hadis no: 3841) niyazlarıyla dua eden sevgili Peygamber Efendimizin yine bu gece Cenab-ı Allah’ın kendisinden bağışlanma dileyenleri affedeceğini, içtenlikle yapılan duaları kabul edeceğini bizlere müjdelemiştir. (İbn Mace, İkâmetü’s-Salât, 191).
Berat sözlükte, "bir zorluktan kurtarmak ve berî olmak" demektir. Bu geceye, bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle mübarek gece; günahların affı ve kulların temize çıkarılması sebebiyle Berat gecesi ve kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle de rahmet gecesi gibi adlar da verilmiştir. Müslümanlar bu geceyi ibadet ve taatle geçirmenin pek çok sevabı ve feyzi olduğuna inanır. Bu konuda Resul-u Ekrem şöyle buyurmuştur: "Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (şaban ayının on dördüncü günü) oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ o andan fecir oluncaya kadar: Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir belâ ile) müptelâ olan yok mu, ona kurtuluş vereyim. Şöyle olan yok mu? Böyle olan yok mu? buyurur." (İbn Mâce) Sevgili Peygamberimiz (sav)’in bu duası ile özdeşleşen ve mübarek Ramazan ayının müjdecisi olan bu gece, inananların kulluk bilinci ve hesap verme şuuruyla suç ve yanlışlardan kaçınmaları, günahlardan arınmaları ve Yüce Yaratıcı’nın sonsuz rahmet ve merhametine iltica etmeleri gerektiğini bir kez daha hatırlatır. Bu itibarla Berat gecesi, bilerek veya bilmeyerek işlenen hata ve günahlardan tövbe ederek, günahların kalplerde bıraktığı kirlilikten arınma, sıkılan ve bunalan ruhların Yüce Rabbimizin rahmetine ve mağfiretine ulaşması adına Müslümanların önüne açılmış bir fırsat kapısıdır. Kurtuluş, af ve arınma gibi anlamlara gelen bu mübarek gecenin bize sunduğu manevi iklimde; Kur’an’ın bizlere öğrettiği “Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka kaybedenlerden oluruz.” (A’raf, 7/23) vb. dualar, tövbe istiğfarlar ve yakarışlarla beratımızı almamızın ancak, nuzûlünün 1400. yılını idrak ettiğimiz hayat rehberimiz olan Kur’an-ı Kerim’i anlamakla, yaşamakla, Sevgili Peygamberimiz (sav)’in bizlere miras bırakmış olduğu sünnetini ve evrensel ahlakî erdemleri hayatımıza yansıtmakla mümkün olacağını hatırımızdan çıkarmamalıyız. Bu vesile ile Berat Kandili’nin tüm İslam alemi, ülkemiz ve milletimiz ve camiamız için hayırlara, barış ve huzura vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz eder, kandilinizi tebrik ederiz”