TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil ile AK Parti Kahramanmaraş Milletvekilleri Avni Doğan, Cafer Tatlıbal, Elbistan’da esnafları gezerek 12 Eylül’de yapılacak olan referandum için halktan destek istediler.
Esnaf ziyaretlerinden önce AK Parti Elbistan İlçe Teşkilatı’nı ziyaret eden Milletvekilleri, burada anayasa değişiklik paketi hakkında bilgiler vererek partideki vatandaşlardan destek istedi.
Elbistan Belediye Başkanı Avukat Durmuş Küçük ile İlçe Başkanı Bünyamin Kılıç’ında yer aldığı parti binasındaki toplantıda ilk olarak sözü alan AK Parti Kahramanmaraş İl Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, referandumda Elbistan halkından büyük destek beklediklerini söyledi.
Pakdil; “Milli Egemenliğe ‘Evet’ Diyoruz”

Daha sonra konuşan TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil ise, referandumda Türkiye’nin ‘evet’ demesini arzuladıklarını belirterek; “İnanıyoruz ki 12 Eylül’ün akabinde 13 Eylül’den itibaren Türkiye daha özgür, daha güzel bir ülke olacak. Ve milletimizin kararına hepimiz birden rıza göstereceğiz. Çünkü buradaki temel yaklaşım sözünde, kararında milletin olması yönündedir. Millet iradesinin esası da budur. Milli egemenliğe biz ‘evet’ diyoruz. Millet iradesine ‘evet’ diyoruz. Ve milletimizin bu konuda soracak soruları varsa bu ziyaretlerimizde hepsini yanıtlayacağız. Tüm kalbimizle Türkiye’nin iyi ve güzel yolda olduğuna inanıyoruz. Geçmişteki anayasa değişiklerinde bu özgürlük yoktu. Ümit ediyorum ki Türkiye 13 Eylül’de yepyeni bir anayasa ile karşı karşıya gelecektir. Şimdiden milletimize hayırlar getirmesini diliyorum” dedi.
“Paketi, Darbe Yapanların Yargılanması Olarak Ele Almak Çok Yanlıştır”
Özellikle MHP kanadından anayasa değişikliği paketi hakkında yapılan eleştirilerin başında gelen ‘Türkiye’de davanın zaman aşımı 30 yıldır. 12 Eylül 2010’da referandumda evet çıksa bile, 13 Eylül’de 12 Eylül darbesinin üzerinden 30 yıl geçtiği için darbeciler yargılanamayacak ve bunu AKP’de iyi biliyor. Bu da halkı kandırmaktır’ ifadelerinin hatırlatılması üzerine Pakdil; “Bildiğiniz gibi bu zaman aşımıyla ilgili olarak hukukçuların çok değişik görüşleri vardır. Hukuk fakültelerinde akademik üye olarak görev yapan insanlarımızın veya geçmişte yargıda bulunmuş insanların, avukat olarak görev yapan, hukukçu kimliği olana arkadaşlarımızın çok değişik görüşleri vardır. Anayasa değişiklik paketinin sadece 12 Eylül’de darbe yapanların veya bu iştirak edenlerin yargılanması olarak ele almak çok yanlıştır. Dediğimiz gibi bu bir partinin değişiklik paketi değil. Bu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ortaya koymuş olduğu bir iradedir ve bu da, yani o ifadeler en azından bundan sonra darbeyi kimseyi ağzına almaması, öyle insanlara destek olunmaması anlamında bir manevi özellik taşımaktadır. Öbür konu ortaya çıktığı zaman hukukçuların değerlendirerek orta çıkaracakları bir hukuki metinlerdir, değerlendirmeler olacaktır. Bu husus sadece 12 Eylül’deki bir karşılıklı çatışmaya indirgemek son derece haksız olur yanlış olur. Çünkü Türkiye’nin bütününü kapsayan özgür bir anayasadır” dedi.
Pakdil ayrıca, 13 Eylül sabahı sandıktan çıkacak evet oranı hakkında bir tahminin bulunup bulunmadığının sorulması üzerine ise; “13 Eylül’deki evet oranıyla ilgili olarak bir rakam vermem söz konusu değil ama şunu söylüyorum Türkiye’deki her geçen gün evet oylarının arttığı kanaatını taşıyorum ve referandumda evet çıkacağı inancımı ifade ediyorum” şeklinde cevap verdi.
Doğan; “Yüzde 65 Çıkarsa AK Parti Yüzde 65 mi Diyecekler”

Pakdil’den sonra sözü alan Milletvekili Avni Doğan ise, referandumun AK Parti için bir güven oylaması olacağı yönündeki ifadelere değinerek; “Muhalefet, Türkiye’de CHP, MHP, DTP, PKK bunu AK Parti’ye karşı bir güven oylaması olarak sunmak istiyor. Şimdi ben buradan bir soru sorayım. Bu anayasa değişikliği yüzde 65’le geçerse millet AK Parti’ye yüzde 65 oy mu verdi diyecekler. Bakın muhalefette samimi olmalı, muhalefette dürüst olmalı. Oraya Türkiye Büyük Millet Meclisi bir paket koydu ve bunu milletin vicdanına havale etti. Türk siyasetinin sorunu, milletin vicdanından korkup korkmama sorunudur, milletten korkup korkmama sorunudur. Türk siyasetinin yapısında milletten korku olduğu için darbe yapılmıştır defalarca. Mesele budur. Yüzde 65’i geçti, muhalefet evet, bak AK Parti yüzde 65 mi’ diyecek. Bunu diyecekse tamam, güvenoyu olarak biz kabul edebiliriz. Bu halk oylamasından çıkan evet oyunu iktidarın hanesine yazmaya cesaret edebilecekler mi? Mesele budur” dedi.
“Alana İndikçe Seviyesi Belli Oluyor”
Avni Doğan, sözlerinin devamında 30 Temmuz 2010 Cuma günü Elbistan’da miting yapan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na da değindi ve ağır sözler söyledi. Kılıçdaroğlu’nun meydanlara inmesinin kendilerini mutlu ettiğini söyleyen Doğan; “Şimdi bir şeyi görüyorsunuz. Eğer Sayın Kılıçdaroğlu Ankara’da duruyor olsaydı zannediyorum itibarı daha fazla olacaktı. Alana indikçe seviyesi belli oluyor, alana indikçe kaç kilogram olduğu belli oluyor. Bunu Elbistan’da, Maraş’ta gördünüz. Fikri seviyesi belli oluyor, siyasi seviyesi belli oluyor, entelektüel seviyesi belli oluyor. Onun için ne kadar gezerse biz mutluyuz, ne kadar çok dolaşırsa biz mutluyuz. Böyle Türk siyaseti inşallah bir süzgeçten geçiyor, süzgeçten geçmeye devam edecek” dedi.
“En Çok Konuştuğu Kelime Recep Bey”
Bu sözleri üzerine ‘Kılıçdaroğlu’nu ciddi bir muhalefet lideri olarak görmüyor musunuz?’ şeklinde yöneltilen bir soruya Avni Doğan; “Siz görüyor musunuz? Geldiniz, izlediniz siz görüyor musunuz? Şu alanda 15-20 dakika konuştu herhalde en çok konuştuğu şey ‘Recep Bey’ kelimesiydi. Kelime dağarcığı belli yani” şeklinde cevap verdi.
“Zırvanın Tevili Olmaz”
Doğan son olarak, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan Erdoğan için ‘Recep Bey giderse terör biter’, Başbakan yardımcısı Bülent Arınç için ise ‘Boyu uzun aklı kısa’ şeklinde sözlerinin hatırlatılması üzerine; “Zırvanın tevili olmaz. Yani bir cümle sırvaysa bunu yorumlamanın manası yok.Bence, Türkiye’nin siyasi parti liderleri zırvalamamalı. Bunun cevabı budur. Zırva tevil götürmez” dedi.
Tatlıbal; “Sadece Milletvekillerin Değil, Herkesin Dokunulmazlıkları Kalkmalı”

Milletvekili Cafer Tatlıbal da referandum için ‘evet’ oyu istediklerini belirtirken, Türkiye’deki demokratikleşme çalışmaları kapsamında milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılıp kaldırılmayacağı sorusuna; “Demokratikleşme adına sadece milletvekillerinin dokunulmazlığı değil, tüm memurların, tüm devlet yöneticilerinin tamamının dokunulmazlıkların beraber kaldıracaksa biz buna varız. Ama sadece milletvekili derseniz burada art niyet vardır. Bu art niyete de biz okey vermiyoruz” şeklinde cevap vermesi üzerine kendisine yöneltilen ‘bir memur yargılanamıyor mu?’ sorusuna ise; “Yargılanamaz. Amiri müsaade etmeden yargılanamaz. Görüyorsunuz işte, son haberleri görüyorsunuz. Tutuklama kararı çıkmış kimselerin nerelerde nasıl saklanıldığına vakıfsınız” sözleriyle cevap verdi.
Tatlıbal ayrıca, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in özerklik açıklamalarının hatırlatılması üzerine; “Bizim renklere karşı bir alerjimiz yok. Ama Türk Bayrağı’nın yanında başka emal bir renk dalgalandırılırsa şiddetle karşıyız. Öyle de müsaade etmeyiz” şeklkinde konuştu.
Konuşmaların ardından Milletvekilleri Nevzat Pakdil, Avni Doğan ile Cafer Tatlıbal esnafları ziyaret ederek 12 Eylül’de yapılacak referandum için destek istediler.