Ülkemizdeki organ ve doku bağışını teşvik etmek amacıyla her yıl 3-9 Kasım tarihleri Organ ve Doku Bağışı Haftası olarak kutlanıyor.
İçerisinde bulunduğumuz hafta nedeniyle organ ve doku bağışı hakkında açıklamalarda bulunan Elbistan Devlet Hastanesi Organ ve Doku Kaynağı Merkezi Koordinatör Hekimi Dr. Hüseyin Kıral, ülkemizde organ bağışı hakkında halk arasında konuşulanların tamamına yakınının gerçeği yansıtmadığını söyledi.
“Organlar Ölüm Gerçekleşmeden Alınmıyor”
Organ bağışını, insan öldükten sonra organlarının başka bir insan için kullanılmasına izin verilmesi olarak tanımlayan Dr. Kıral; “Organ bağışı; görmeyen bir insanın görmesini ya da hayatını diyaliz makinesine bağlı geçirmek zorunda olan bir kişinin normal hayatına dönmesini sağlamaktır. Sağlıklı her organ bağışlanabilir. Ülkemizde kalp, böbrek, akciğer, pankreas gibi organlar; kalp kapağı, gözün kornea tabakası, kas ve kemik iliği gibi dokular başarı ile nakledilebilmektedirler.
Fakat organ bağışı konusunda halk arasında bazı söylentiler ve inanışlar var. Bunlardan dolayı da insanlar organ bağışında tereddüt ediyorlar, hatta bağışlamıyorlar. Örneğin ‘tam ölmeden organlarım diri diri alınacak’ diyorlar. Böyle bir şey kesinlikle yok. Beyin ölümü gerçekleşmeden kesinlikle organlar alınmıyor. Beyin ölümüyle bitkisel hayata birbirinden çok farklı. Bitkisel hayatta yaşayan insanlar 3-4 sene sonra tekrar hayata dönebiliyor, iyileşebiliyor ama dünyada beyin ölümü gerçekleştikten sonra tekrar hayata dönen bir hasta örneği yok. Beyin ölümü, vücudun tüm fonksiyonlarının durması yani ölmesi demektir. Bir kişinin beyin ölümünün gerçekleşip gerçekleşmediğine de kardiyoloji, beyin cerrahı, nöroloji ve anestezi uzmanından oluşan 4 doktor karar veriyor.
“Organlar Alındıktan Sonra Vücut Özenle Dikilir”
Bazı kişiler dini inançlarından dolayı organ bağışına karşı çıkarken, bazıları da organ bağışı ile vücutlarının tamamen parçalanacağını düşünüyorlar. Bu da tamamen yanlış. Beyin ölümü gerçekleşen ve organ bağışını izin verilen kişinin organlarının alınması ameliyatla olur. Nasıl ki ameliyat sonrasında neşter atılan yer özenle dikiliyorsa, organların alındıktan sonra da vücut özenle dikiliyor” dedi.
“Son Bir Yılda Organ Bağışı 3 Kat Arttı”
Çoğunluğu Organ ve Doku Bağışı Haftası’nda olmak üzere son bir yılda yürütülen kampanya ve etkinliklerin olumlu sonuç verdiğini söyleyen Dr. Hüseyin Kıral; “Son bir yıl içinde yapılan kampanyalar ve bilgilendirici programlar sayesinde organ bağışı bir sene içinde üç kat artış göstermiştir. Ancak yapılan araştırmalar göstermektedir ki organ ve doku naklinde dünyanın hala çok gerisinde kaldığımızı gösteriyor. Türkiye’de yaklaşık 50 bin kişi organ nakli için sıra beklemektedir. Her yıl yaklaşık 8 bin kişinin bu listeye eklenmesi organ bekleyenleri büyük bir umutsuzluğa sevk etmektedir. Bir kişi için organ nakli gerektiğinde en zor iş beklemektir. Her gün ölüyorsunuz ama her gün umutla yaşamaya devam ediyorsunuz. Bardak delinmiş sanki her gün bir damla akıyor. Sonunda uygun organ bulunuyor ve tekrar yaşama dönüyorsunuz. Bunu yaşamak çok zor. Bunu ancak böyle bir durumda karşı karşıya kalan biri bilebilir” dedi.
“Bir Böbrek Hastasının Devlete Yıllık Maliyeti 25 Bin Dolar”
Türkiye’de yaklaşık 50 bin kronik böbrek yetmezliği hastası olup bunların haftanın 3 günü diyaliz cihazına bağlı olarak böbrek nakli olabilmek umuduyla yaşamını sürdürmeye çalıştığını belirten Dr. Kıral; “Ancak bu hastaların sadece 600’ü bu imkâna kavuşuyor. Diyaliz böbrek hastaları için geçici bir tedavi şekli iken bu hastalar için nihai iyileşme böbrek nakli ile sağlanabilmektedir. Bu rakamları ilçemize uyarlayacak olursak Elbistan’da 150 civarında böbrek hastası var. Bu hastalarımızda 30’u Elbistan Devlet Hastanesi’nde, geri kalanı ise özel sağlık ve diyaliz merkezlerinde diyalize girerek yaşamlarını sürdürüyorlar. Ve bu hastalarımız organ bağışı bekliyor. Diyaliz programına alınmış bir hastanın ülke ekonomisine yıllık maliyeti yaklaşık 25 bin dolardır. Oysa organ nakli yapılmış bir böbrek hastasının yıllık tedavi maliyeti 10 bin dolara kadar düşmektedir” dedi.
“Elbistan’da Bugüne Kadar 130 Kişi Organ Bağışı Yaptı”
Gerek Türkiye’de gerekse de dünyadaki organ bağışı oranlarına da değinen Dr. Hüseyin Kıral; “Türkiye’de organ bağışı oranı milyonda 2 iken ABD’de 20-25 İspanya’da ise organ bağışı oranı milyonda 40-45 dir. Yani dünyadaki en iyi oran İspanya’dadır. Rakamlarda gösteriyor ki maalesef organ bağışı oranı çok düşük. Aynı şey ilçemiz için de geçerli. 2010 yılında 15 civarında vatandaşımız organlarını bağışlamış. Toplama baktığımızda ise bu rakam 130 civarında” dedi.
Elbistan Devlet Hastanesi Organ ve Doku Kaynağı Merkezi Koordinatör Hekimi Dr. Hüseyin Kıral son olarak vatandaşlara organ bağışı çağrısında bulunarak şunları söyledi; “Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu organ bağışının dinimiz açısından günah olmadığına karar verip organ ve doku naklinin caiz olduğu sonucuna varmıştır.Tüm bu nedenlerden dolayı organ bağışı konusunda hepimizin daha duyarlı olması gerekmektedir. Son olarak şunu söylemek istiyorum. Her organ bağışı filizlenen bir candır.”