Elbistan Müftüsü Ramazan Tolan, AK Parti İlçe Başkanı Bünyamin Kılıç, İl Genel Meclis Üyeleri Ahmet Göçer, Sırrı Demir, CHP İlçe Başkanı Av. Mehmet Uzun, CHP Gençlik Kolları Başkanı Emin Sarı ve çok sayıda vatandaşın katıldığı anma programı Pınarbaşı Spor Kompleksi Düğün Salonu’nda 11 Aralık Cumartesi günü yapıldı.
Saat 17:30’da başlayan programın açılışında Ali Çerçi tarafından Kuran Tilaveti okundu. Daha sonra İstanbul Ehl-i Beyt İlim Yayma ve Yardımlaşma Derneği Elbistan’daki gönüllü elçisi Bülent Çadır, bir konuşma yaparak katılımdan dolayı vatandaşlara teşekkür etti.
Programda kısa bir konuşma yapan İlçe Müftüsü Ramazan Tolan, “Bu güzel programın tertip edilmesi için İstanbul Ehl-i Beyt İlim Yayma ve Yardımlaşma Derneği yetkililerine ve buraya gelen siz değerli kardeşlerime teşekkür ediyorum. Hz. Hüseyin efendimizi ve Ehl-i Beyt’in diğer güneşlerini tanımak gerekiyor. Tanımak içinde böyle konferansa ve programlara ihtiyacımız vardır” dedi.
“Biz Olsak Olsak Ali’nin Kapsında Kamber Olabiliriz”
Konuşmacıların ardından anma programı konuşmacılarına geçildi. İlk olarak sözü alan Alevi Kültür Vakfı Basın Sözcüsü Hüseyin Alagöz, Hz. Ali’nin değerine değinerek, “Aslında bu taziyenin sahibi kim? Bir azizimiz öldüğü zaman, sevdiceğimiz öldüğü zaman taziye sahibi biz oluyoruz. Bugün kimin azizi şehit edilmiş? Kimin azizi susuz bir şekilde bedeni çöllerde bırakılmış. Hazreti Muhammed Mustafa’nın göz nuru. Aliyel Mürteza’nın sevdiceği şehit edişmiş. Taziye sahipleri onlar. Biz olsak olsak Ali’nin kapsında kamber olabiliriz. O da olabilirsek.
Ben Alevi toplumundan biri olarak Alevi canlarımla özellikle bir şeyler paylaşmak istiyorum. Hz. Peygamber bizi iki tane ağır emanet bıraktı. Biri Kuran diğeri Ehl-i Beyt. Ve buyurdu ki kıyamet günü havuz başında bana gelinceyedek birbirinden ayrılmazlar. Ondan sonraki cümle çok önemli. Her ikisine birden sarılırsanız benden sonra asla doğru yoldan sapmazsınız. Hazreti Peygamber kıyamete kadar doğru yoldan sapmamanın garantisini verdi. Şartı; Kuran ve Ehl-i Beyt’e birden sarılmak. Hazreti İmam Hüseyin’in kerbelasından az çok bilginiz var. İmam Hüseyin’i kim şehit etti? Hazreti Peygamberi’in ümmetidir Hazreti Peygamber’in evladını şahit eden. Allahu teala insanı yarattı ve insana doğru yolu gösterdi. Bu doğru yoldan yürüyen insan-ı kamil olacaktır. İnsan-i Kamil dediğimiz insan hakka ermiş, hakkın rengine boyanmış kişiydi” dedi.
“Aleviler Bu Ülkede En Çok Mağdur Olan Toplum”
Daha sonra sözü alan Tarihçi- Yazar Ali Kaya ise Alevi toplumunun günümüzdeki sorunlarına değindi.
Kaya, “Aleviler bu ülkede en çok mağdur olan toplum. Bir taraftan Sünnileştirme, bir taraftan Şiileştirme, bir taraftan ateizm, bir taraftan yavha şehitliği, bir taraftan Hıristiyanlaştırma. Herkes bir parça koparmaya çalışıyor. Alevileri bırakmıyorlar ki kendilerini ifade edebilsinler. Alevilik deyince dini İslam, kitabı Kuran, Allah’a kul, Hazreti Muhammed’e bağlı, Hazreti Ali’ye talip, Hazreti Hüseyin’in yolunu süren Hacı Bektaş Veli’nin eline, diline, beline sahip olan iyi düşüncede iyi sözde, iyi davranışta kendisini bulan tanrı korkusu yerine sevgisini besleyen yoludur ve Ehl-i Beyt’in yorumudur. Hazreti Ali’nin yolunu sürenlerdir. Alevilik İslam dininin özdür, manasıdır.
Zaman zaman Aleviler islamın içindedir, aleviler islamın dışındadır. Alevilik bir kültürdür, bir yaşam biçimidir. Benzer ithamlarla karşı karşıya kalmışlardır. Ben o Aleviliğe İslam dışı diyenlere harici diyorum. Aleviliği özümsenmeyenler, Aleviliğe bir din diyenler ve bilinçli olarak basın organlarında onları konuşturuyorlar ki Aleviliği bilmeyen insanlar konuşturuluyor. Gerçekte gerçek aleviler Ehl-i Beyt’e bağlı olanlar, eline, diline, beline sahip olanlar, aşına, işine sahip olanlar, alnı ak olanlardır” dedi.
“İnsan Olmamız Dolaysıyla Bizim Zatımızda, Özümüzde Cehalet Vardır”
Son olarak sözü alan İstanbul Ehl-i Beyt İlim Yayma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Araştırmacı-Yazar Hasan Kanaatlı, ise Kuran’ın önemine değinerek şunları söyledi; “Malumatınız Kuran’ı Kerim’de Allah, Kuran’ı emanet olarak tabir eder. Biz şu emaneti, şu kuran’ı, yere göklere, dağlara sunduk. Gökler kabul etmedi, yer kabul etmedi. Peki kim kabul etti. İnsan denilen bu yaratık bu emaneti üstlendi. Çünkü insan denilen bu yaratık zalim ve cahildir. Yani zulmü cehaletinden kaynaklanıyor. Cemevi’de bir tarafta resulullahın zevcesi, cennetle müjdelenen sahabesi. Birbirlerinin kanını döktüler. Kerbela’da bir tarafta resulullahın ev halkı canını canı ve bir tarafta da 5 vakit namazını kılan, orucunu tutan Hazreti Hüseyin’i şehit etmesi için Allah’a şükür namazı kılan, camiler yaptıran, secdeye kapanan Müslümanlar, onların hepsi de Müslümandılar. Neden kaynaklanıyor? Kuran ifade ediyor ya her ne kadar Kuran’ı, İslam’ı onlar kabullenmiş oldularsa da çünkü insandır. İnsan olmamız dolaysıyla bizim zatımızda, özümüzde cehalet vardır. Cehaletten kaynaklanan zulüm vardır”
Konuşmaların sonunda anma programına katılanlar sorularını konuşmacılara yönelttiler.