29 Aralık Perşembe günü Belediye Düğün Salonu’nda AK Parti Elbistan İlçe Başkanı Bünyamin Kılıç, Saadet Partisi Elbistan İlçe Başkanı Ali Eminoğlu, İl Genel Meclisi Üyeleri, Elbistan Müftüsü Ramazan Tolan ve çok sayıda vatandaşın katıldığı konferans, İstiklal Marşı’nın ardından Ulu Cami İmam Hatiplerinden Şaban Özgişi’nin Kur’an-ı Kerim okuması ile başladı.
Daha sonra açılış konuşması yapan AGD Elbistan Temsilcisi Gazali Yanık, bir konuşma yaparak konferansa katılan herkese teşekkür ettiğini söyledi.
AGD Kahramanmaraş İl Başkanı Hacı Ali Kulaç verdiği konferansta şunları söyledi; “Anadolu Gençlik Derneği milli olanı, manevi olanı, bizim olanı, bizden olanı yaşatmak için, hayata geçirmek için, unutulamaması için mücadele vermektedir. Kendi öz kültürümüzü, kendi öz medeniyetimizi, içerisinden çıkarttığımız değerleri yeniden siz değerli, siz kıymetli halkımızla buluşturmak için programlar tertip etmektedir. Evet, bu millet bir medeniyetten gelmiştir. Bizim de bir medeniyetimiz var. Bizim de bir kültürümüz vardır. Bu kültür bu medeniyetin bizden sonra gelecek nesillere aktırılması için bunların unutturulmaması gerekmektedir. Yoksa bizim ne doğunun ne de batının medeniyetine ihtiyacımız yoktur. Onların kültürleri, inançları ve medeniyetleri içerisinde kendimize asimile ettirmeyeceğiz. Asla buna müsaade etmeyeceğiz. Bu topraklar bu medeniyetle, bu kültürle donatılmıştır ve kıyamete kadar da inşallah bu kültürle, medeniyete devam edecektir. Anadolu Gençlik Derneği’nin yapmış olduğu eğitim bilgileri arkası arkasına gelmiştir. Bunlar içerisinde Mekke’nin Fethi, Malazgirt Zaferi’nin Yıl Dönümü, Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu ve yine Çanakkale Şehitlerini anma yıl dönümü programları ve kitabımız olan Kur’an-ı Kerim’i güzel tanıtımı insanımızla, siz değerli insanımızla buluşturma programları arka arkaya yapılmaktadır. Bunların tarihleri etkinlik olsun diye değil, sadece bir program yapmış olmak için değil, bunları kendi medeniyetimizin, kendi kültürümüzün değerini gençliğimize, insanımıza hatırlatmak için yapıyoruz. Kültürümüzle, medeniyetimizle insanımızı yeniden buluşturmak ve kucaklaştırmak için bunları yapıyoruz. Anadolu Gençlik Derneği, gayesi insan olan ve gençlerimizin yetişmesi için, anasına saygılı, babasına saygılı, vatanını seven, milletini seven, Allah’ını seven, peygamberini seven bir neslin yetişmesi için mücadele vermektedir.”
“Biz Yazmayı Çok Önemseyeceğiz”
Daha sonra mikrofona gelen, AGD Genel Merkez Yöneticisi Gazeteci-Yazar Şakir Tarım, Mekke’nin Fethi konulu konferansını sundu. Tarım, şunları söyledi; “Yeniden İslam’ı ilerletmek, İslam’ı hakim kılmak için burada toplanmış bulunuyoruz. Allah hepinizden razı olsun. Mekke’nin Fethi önemli bir olaydır. İslam nimetinin tamamlanmasıdır. İnsanların dalga dalga İslam’a koşmasıdır. Yeni fetihler için, yeni zaferler için toplandık. Şuurlanmak için topladık. Mekke’nin fethini yeniden hatırlamak için toplandınız. Bu yüzden isterdim ki sizlerle birlikte İslam tarihinin sayfaları arasında bir yolculuk yapalım. Asrı Saadeti, Peygamber Efendimizi, O’nun sahabelerini yeniden hatırlayalım. Mekke’nin fethinden dalga dalga İslam’ın yayılışı vardır. Peygamber Efendimiz 35 yaşına girdiğinde, insanların putlara tapmasından, kötü yollara gitmesinden çok üzülüyordu. 5 sene her gün Nur Dağındaki Hira Mağarasına gitti ve orada Allah’a ibadet etti. İnsanların kurtuluşu için dua etti. 40 yaşına geldiği zaman Peygamber Efendimize ilk vahiy geldi. Peygamber Efendimize, ‘Seni yaratan rabbinin adıyla oku’ buyuruyordu. İlk inen ayetlerde 3 tane anahtar kelime var. Birincisi ‘oku’ kelimesi, ilk emir oku. Öyleyse Müslüman okuyacak. İkinci anahtar kelime, ‘öğren’ kelimesidir. Hepimizin görevi var, İslam’ı öğrenmek konusunda seferber olacağız. Başkalarına öğretmek konusunda da seferber olacağız. Üçüncü olarak, Allah kalemle yazmayı öğretti, öyleyse kalemle yazmayı Allah emrediyor. Kalemle yazarsak ne olur? Bilgi geleceğe aktarılmış olur. Yüzyıllar ötesine aktarılmış olur. İmam-ı Gazali hazretleri yazdı, 1000 senedir onun eserlerinden faydalanıyoruz. Diğer hocalarımız yazdılar, onlardan faydalanıyoruz. Öyleyse ‘söz uçar yazı kalır’, biz yazmayı çok önemseyeceğiz. Çünkü Rabbimiz kalemle yazmayı emrediyor, bilgiyi kalıcı hale getirmemizi istiyor.”
