Anasayfa | Eczanelerimiz | İletişim-Künye | Resmi Kurum telefonları | Haber Ara | Sitene Ekle | RSS Kaynağı

HABER ARA


Gelişmiş Arama

EN ÇOK OKUNANLAR

Takvim

Sayaç

Haluk Gül, Ocak Ayı'ndaki Gelişmeleri Değerlendirdi

Sosyal Demokrasi Derneği (SDD) Elbistan Şubesi başkanı haluk Gül, yazılı bir açıklama yaparak Türkiye'de Ocak ayında yaşanan siyasi gelişmeleri değerlendirdi.
Yorumlar  Yorum Sayısı : 1 Tarih  Tarih : 04 ?ubat 2011 10:40



Her ay yaptığı açıklamalarla gerek Türkiye’de gerekse de Elbistan’da yaşanan gelişmeleri değerlendiren SDD Elbistan Şubesi Başkanı Haluk Gül, Yargıtay ile hükümet arasındaki tahliyeye tartışmaları, bakanlar arasındaki heykel gerginliği, içki yasağı kapsamının genişletilmesi başta olmak üzere Ocak Ayı’nda yaşanan siyasi gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Haluk Gül, Ocak Ayı değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi; “Ocak ayı  CMK 102. Madde sancısıyla başladı. Sanki bu yasayı her türlü yoruma açık şekilde yazan siyasetçiler değilmişçesine, Yargıtay üyesi sayısını 250’den 150’ye indirmeye çalışan, HSYK’nın 3 yıldır Yargıtay’a atama yapılmasını durduran iktidar değilmişçesine Yargıtay operasyonu başlatmanın kamuoyunu oluşturuyor iktidar. Ocak ayının başından itibaren Hizbullah konuşuluyor. 2000 yılında çökertilen ama 2002 yılından sonra gördüğü müsamaha ile kitleselleşen örgütün propagandası yapılıyor bir bakıma. Üstelikte Türkiye’nin seçim atmosferine girdiği şu günlerde. Ay başında denetimli serbestlik esasına göre serbest bırakılan Hizbullah sanıkları hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını Yargıtay 26 Ocak’ta onayladı.Fakat sanıklar ortada yok.Oysa salıverilmeleri denetimli idi. Denetim nerede? Denetim görevi, iktidarın çok suçladığı yüksek yargıya ait olmadığına göre İktidarın samimiyeti nerede?

Ocak ayında, referandumda alınan %58 kendini göstermeye başladı. Alkol kullananlarında bu ülkenin vatandaşı olduğunu unutan, ‘aksırıncaya kadar, tıksırıncaya kadar için’ diyerek kendi vatandaşına hakaret etmekte mahsur görmeyen, kendini heykel eksperi sanıp beğenmediği heykele ‘yıkın’ emri veren, o heykeli İzmir’e taşımak isteyenlere artık sokaklarımızda bile kullanılmayan bir ağızla ‘alın müsait bir yere koyun’ diyebilen bir Başbakanımız, dizi filmlerin senaryolarını denetlemeye soyunmuş bir başbakan yardımcımız var. Referandum kampanyasında çıkacak Evet’in  bu gelişmelere yol açacağını öngörmüştük. Ama AKP’den Demokrasi ve özgürlük bekleyen “Yetmez ama evet” cilere anlatamamıştık. “Yetmez ama evet” diyenlerin büyük çoğunluğu şimdiden başladılar dizlerine vurmaya.  Vay uzağı da yakını da en iyi kendilerinin gördüğünü sanan gözü bozuklar vay… Vay Türkiye gerçekliğinden habersiz, siyaset tarihimizden bi haber hayatı kitaplardan ibaret zanneden her şeyi kendileri ile başlatıp bitirenler vay… Daha çok dizinize vuracak ve sizleri kullananları daha çok güldüreceksiniz kendinize. Müjdeler olsun onlara, destekleri sayesinde İleri demokrasimiz biraz daha ileri oldu ve artık bizim demokrasimizde ıslıklı protesto da yasak oldu. Demokrasilerde en temel hak olan protestonun en masum hali olan ıslıklı protestodan dava açılıyor insanlarımıza.

Ocak ayına damgasını vuran bir başka olay da; Kültür Bakanının çok bilmişliği ve aynaya bakmadan verdiği demeçleri oldu. Bakan kendini kitap arkasına konan düzeltme cetveli zannetti. Başbakanın, Milletin gözü önünde Heykel’e ilişkin söylediklerini,”Ben yanındaydım, ağzından heykel sözü dahi çıkmadı” diye bir bilmişlik tasladı önce. Bir gün sonra Başbakan yardımcısından,daha sonrada Başbakan'dan aldı cevabını, öğrendi söylenenleri algılayamayanın  kendisi olduğunu. Bozuntuya vermeyip Başbakanla Basın üzerinden konuşmayacağını söyledi. Sonra çıktı bütün bunları ortamı yatıştırmak için yaptığını söyleyebildi. Adeta dönmenin sınırı yok dedirtti insanlara. Bakan bununla da kalmadı, kendi durumunu sorgulamak yerine, Ana muhalefet partisinin genel başkanına sözlü sataşmada bulundu, kendi milletvekilliği adaylığı dahi başbakanın 2 dudağının arasındayken, CHP Genel Başkanına seçim sonrasına randevu vererek Milletvekilliği adaylığını kurtarmaya çalıştı. Acınası bir durum. Sayın Arınç çok doğru söyledi “Allah kimseyi Günay'ın durumuna düşürmesin” diyerek.

Ocak ayında 72 saatlik bir zaman dilimi içerisinde Türk Ticaret Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve Borçlar Kanunu değişti memleketimizde. Bu 3 Kanun 2720 Maddeden oluşuyor. Parti grupları uzlaştı diye yeni kanunlar TBMM’de okunmadı bile. Sanki biz Milletvekillerini bürokratların hazırladığı kanunlara el kaldırıp indirsinler diye seçiyoruz.

Ocak ayında, her önemli olayda olduğu gibi yine bir yurt dışı gezisinde, Başbakan Türban olayına öğrenim hakkı çerçevesinden bakmadığını ilan etti “Kamuda Türban bir hak. Er ya da geç olacak” diyerek.

Ocak ayının tüm tartışmalarını, yani Heykel tartışmasını da,Padişahların mahremini de, İçki satışına sınır getiren yönetmeliği de gündeme getiren iktidar oldu. Fakat bunları Muhalefetin kampanya yürütmek için gündeme getirdiğini iddia edende iktidar. Her seçim arifesinde toplumu germekten siyasi rant elde eden iktidar yine aynı şeyin peşinde. Türkiye halkının bu tuzağa bir kez daha düşmeyeceğine ve AKP İktidarına sandıkta unutamayacağı bir ders vereceğine inanıyoruz.

15-16 Ocak’ta toplanan “Büyük Alevi Kurultayı” net bir şekilde taleplerini ortaya koydu.Kendisine demokrat diyen her insanın ciddiye alması,üzerinde düşünmesi,empati yaparak değerlendirilmesi gereken talepler.

İktidarın yegane politikası; Medyayı yönlendirerek suni gündem oluşturmak, toplumun dikkatini yaşadığı sıkıntılardan ve sorunlardan uzaklaştırarak içeriksiz ve lüzumsuz tartışmalarla oyalamak olmuştur. Başbakan yardımcısı Arınç bu tür tartışmaların fitilini ateşlemektedir. Sanki aksi bir şey söyleyen varmış gibi “Hayat seks ve içkiden ibaret değildir” cümlesini çağdaş yaşam savunucularına ithaf etmiştir. Bu bir hakarettir ve demokrasilerde kimsenin kimseye hakaret etme hakkı yoktur. Bu davranış biçimini de, yaklaşımı da kınıyoruz.

Sayın Başbakan, Batman da yaptığı, seçilmiş olmanın demokrasilerde her şey demek olmadığını vurgulayan Milli irade yorumunu içselleştirmesini, bu yorumun Batman da söylenmiş bir söz olarak kalmamasını diliyoruz. Temennimiz bundan sonra seçilmiş ve çoğunluk olmayı fetişleştiren anlayıştan vazgeçer ve demokrasinin çoğunluk rejimi değil çoğulcu rejim olduğunu bilince çıkartırlar.

Uğur Mumcu ve Gaffar Okkan’ın anma toplantılarının yapıldığı günlerde, CHP Genel Başkan Yardımcılarından Sezgin Tanrıkulu’nun 12 Eylülden bu yana faili meçhulleri ve kayıpları araştırma komisyonu önerisi AKP İktidarını yeni bir sınav eşiğine taşıdı. Referandum sürecinde 12 Eylülcülerle hesaplaşma nutukları bir kez daha samimiyet testinden girdi. Bu güne kadar bu konuda tek adım atmayan, atılan adımları da engelleyen iktidar yine karşı duruş sergiledi ve 12 Eylülcülerle bir sorunlarının olmadığı bir kez daha ortaya çıktı.

Seçimler yaklaştıkça siyasetin üslubu  bozuluyor, siyasetin seviyesi düşüyor.Ülkemizin sorunlarına çözüm önerilerinin en yoğun tartışılmasının gerektiği şu günlerde, hakaretler ve laf oturtmalar öne çıkıyor. Bilinmelidir’ki; toplum siyasetten laf sokuşturma ve kavga değil sorunlarına çözüm bekliyor. Siyasette yaşanan seviyesizliklerden bir an önce uzaklaşılması ve toplumun geleceğini belirleme sanatı olan siyasetin toplum nazarında daha da itibarsızlaşmamasını diliyoruz.

İktidar sorunlarla yüzleşmekten özenle kaçıyor. Halkın sorunlarına yoğunlaşmasını önleyebilmek için suni gündemler oluşturuyor.”Başkanlık sistemini halkım konuşsun” beyanı da, 12 Eylül ürünü seçim barajı nın ülkemizin ayıbı olduğu tartışılıkken;”Ben 2 partili sistem istiyorum” beyanı da suni gündem oluşturma çabasından başka bir şey değildir.

En geri demokrasilerde yaşanmamış ve yaşanmayan hukuk tanımazlıkları yaşıyoruz. Adı olmayan 9 bölümlük kanunlar çıkartılmaya çalışılıyor.Hukuk literatörüne “Torba Kanun” tanımını kazandıran mucit ülke olacağız. Kamunun alacaklarına af getirmekle başlayan süreç sendikal hakları tırpanlamaya,emek hareketinin kazanımlarını yok etmeye yönelmiştir.

Arap ülkelerinde diktatörler sallanıyor. %87 oy almış olan Bin Ali ülkesinden kaçtı.%89 oy ile seçilen Mübarek’in saltanatı altından kayıyor.Demokrasinin seçim ve seçimde alınan oy’dan  ibaret  bir şey olmadığını, bu gelişmeler,demokrasiyi bir türlü anlayamayanların adeta gözlerine çakıyor.

Ocak ayında yumurtalı protestonun bir demokratik tepki olduğuna mahkeme karar verdi. Bu kararın Sayın Başbakanı ikna edip etmediğini bilemiyoruz. Malum olan,CHP Milletvekillerinin Demokratik duyarlılık ve  Hukuk zemininde demokratik tepki çağrısı niteliğindeki bildirisine, Başbakanın eşkiyalık  yakıştırmasıdır. Anlaşılan AKP İktidarı hiçbir şekilde ve biçimde tepki ile karşılaşmak istemiyor. Seçim arifesinde yetkili kurullarda tartışılmadan ve henüz parlamentoda muhalefet görevi yapılırken, üstelik demokratik tepkinin örgütlenmesi yapılmadan,biçimi belirlenmeden, böyle bir bildirinin yayınlanmasını doğru bulmayan aydınları anlıyor ve eleştirilerine de belli oranda hak veriyoruz. Fakat bu aydınlarında iktidarın “ben yaptım oldu” anlayışını teşhir etmek gibi bir görevleri de olduğunu hatırlatırız.Yüksek Yargı düzenlemesi Adalet komisyonunda görüşülürken CHP üyelerinin istifası ile çalışmalarını durdurması gerekirken, çalışmaya devam ederek iktidar düzenlemesi yapmasına gıkını çıkartmayan aydınları kınıyoruz.

Başta Uğur Mumcu, İsmail Cem, Aydın Güven Gürkan, Metin Göktepe, Hırant Dink olmak üzere Ocak ayında kaybettiğimiz tüm değerlerimizi saygıyla anıyoruz.

Elbistanlılar olarak geride bıraktığımız ayda çok sayıda zamansız ölümün acısını yaşadık. Acılı ailelere başsağlığı ve metanet diliyoruz.”

Bu haberi paylaş: Google Favorilerime Ekle Google Facebook'a GönderFacebook Yahoo'ya EkleYahoo Digg'e EkleDigg Del.icio.us'a EkleDel.icio.us
 
Tavsiye Et Tavsiye Et | Yorum Yaz Yorum Yaz

Bu habere toplam 1 yorum yazylmy?tyr.

aksoy,fadil [ 13 ?ubat 2011 22:07 ]

sanirim chp li olmanin halen türkiyede insan olmaya engel oldugunu anlayamamissin be aga.ve yasadigin sürecede anlayamayacaksin gibi geldi bana yazilarindan.na diyeyim umarim chp sana en iyi chpli olmanin türkiyeli anahtarini verir.fadil

Yorumların tamamını okumak için tıklayın.

Adnan Güllü Adnan Güllü
WASHINGTON ANITI ve OSMANLININ HEDIYESI

Tarihçi

Zafer Eren Zafer Eren
KIRMIZI VE GRI

DÜZ AYNA

A.Ihsan Kuyumcu A.Ihsan Kuyumcu
YOL AYRIMI

Sair-Yazar-Ressam

Mustafa Eslik Mustafa Eslik
YÖNETICILIK, LIDERLIK VE DUYGUSAL ZEKA

Yazar

Mahir Baspinar Mahir Baspinar
CÜCÜK TEPE (!)

Sair-Yazar

Hanifi Kara Hanifi Kara
EFENDILER EFENDISI'NE

Egitimci, Sâir ve Yazar

Sait Çolakoglu Sait Çolakoglu
ANAMIZ

Sair

Ömer Çay Ömer Çay
SEFA GELDIN RAMAZAN

Sair

Bilal Ay Bilal Ay
SUÇ KIMIN?

Ziyaretçi Defteri

OKU

YAZ

Gazetemiz

Önceki Gazeteler İçin Tıklayınız

Elbistan'da Hava


RSS Kaynağı 

Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
bizimelbistangazetesi.Com © 2007-2025 Tüm Hakları Saklıdır.Kardeş Site www.bizimogretmenler.com Düzenleme: Kosker - www.bizimogretmenler.com