6 ve 9 Şubat'ta olmak üzere 2 defa göçük yaşanan, 2 kişinin ölmesine neden olan ve 9 kişiyi yutan Çöllolar Kömür Sahası’na gidip işçi yakınlarıyla görüşen, incelemeler yapan ve yetkililerden bilgiler alanlara CHP ile DİSK’te katıldı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Çetin, CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat, partililer, DİSK Genel başkanı Süleyman Çelebi dün sahaya gelerek bir dizi incelemelerde bulundular.
İncelemelerinin ardından bir değerlendirme yapan İzzet Çetin şunları söyledi; “İşletmecilik açısından her yönden bakarsanız bakın kömür havzasında gerekli incelemeyi yapmadan buradaki ihmali, tedbirsizliği, dikkatsizliği tespit edemezisiniz. İnsana değer vermeyen bir anlayışla, hatta üretimi erken teslim etmek için veya ücretlerinin daha önce belirlenmesi, önceden alınan önlemlerin alınmaması, arkadaşlarımızın anlatımlarıyla ortaya çıkarıyoruz ki, özelleştirme sonrası sahadaki jeolojik araştırmaların tam olarak yapılmadığını, yeraltı sularının yeterli düzeyde boşaltılmadığını, daha doğrusu saha kurutulmadan birden bire kömür üretimine geçilmiş olması böylesi acı olayların yaşanmasına ana etken olarak gözüküyor. Ne olursa olsun toprak altında 9 tane can var. Sanayi ve çalışma bakanlığının gelip bir şeyler söylemesi gerekiyor. Her şeyden önce bu tür sahalarda ve işletmelerde işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı Türkiye’de son bir haftadır kendini tekrar gösterdi. Türkiye’de günlük yaşamın el yordamıyla gittiğini gösteriyor bu tablo. Alınması gereken önlemler alınmıyor. Üretim adına insan ve emek sömürüsü en hat safhaya çıkmış. Neredeyse Türkiye çalışma koşulları açısından Çinlileşiyor. Bunun açık göstergesi de hemen arkamızda. Çalışma Bakanının bizzat buraya gelip buradaki acılı ailelere bir şeyler söylemesi gerekiyor.”
Süleyman Çelebi ise yaptığı değerlendirmede şunları söyledi; “Burada bir dram yaşanıyor. Üretimin burada nasıl hoyratça yapıldığını temel göstergeleri ortaya çıkmış durumda. Devletin ve yönetimin suçuyla başlayan bir süreç var. Bu başlayan süreç şimdi seyrediliyor. Bu süreci hazırlayanlar bu sonuçtan sorumlular. Tabiî ki üretim yapılmalı, yeraltı kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirmek durumundayız. Ama bunun işçi sağlığını ve güvenliğini insan onuruna yakışan bir üretim ilişkisiyle yapılması gerekiyor. Bu olmadığı zaman ülkemizde özellikle bu uygulamaların hangi noktaya geldiği çok açık net biliniyor artık. Dünyada iş kazaları sırasında 2., Avrupa’da 1. sırada bir ülkeyiz. Madende üretim yapıyor insanlar ölüyorlar, gemide üretim yapıyor insanlar ölüyorlar, başka bir sanayi bölgesinde çalışıyorlar ölüyorlar, ölüm kaderleriymiş gibi bir yaklaşım var. Bizim bu aşamada gönülleri rahatlatacak bir analizin ivedilikle yapılması gerekmektedir. Tüm meslek sahibi insanların yeteneklerine saygılıyız. Burada vicdanların rahatlatılması için uluslararası bir yönetimle yeniden bu bölgenin analizleri yapılarak, bundan önceki eksiklikleri çok açık bir şekilde ortaya koymak gerekmektedir.”