6 Şubat’ta 1, 10 Şubat’ta ise 10 kişiyi yutan Çöllolar Kömür Sahası’nda toprak altındakileri çıkarmak için çalışmalar devam ederken, MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’da TBMM’de yaptığı konuşmada göçüğü dile getirdi ve çok ciddi iddialarda bulundu.
Madencilik sektörünün doğası gereği en zor ve riskli iş kolu olduğunu, bu nedenle de deneyim, uzmanlık ve sürekli denetimi gerektirdiğini belirten Paksoy; “Yoğun birikim ve tecrübeye sahip olan kurum ve kuruluşlar yerine üretimin, teknik ve alt yapı olarak yetersiz, deneyim ve uzmanlaşmanın olmadığı kişi ve şirketlere bırakılması, buna ek olarak denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılamaması iş kazalarının artmasına neden olmaktadır. Maden sahaları işletmeye açılmadan önce kömür ocaklarını ve santralin çalışmalarını koordine edecek idari ve teknik yapı havzanın büyüklüğüne uygun olmalı, deneyimli mühendis ve teknik elaman ihtiyacı kesinlikle karşılanmalıdır. Hazırlanan projeye göre çalışmalara başlanmalıydı.
Afşin-Elbistan özelinde ise; yukarıda zikredilen hususlara tam olarak riayet edilmediğini görmekteyiz. Söz konusu santral kömür rezervinin üzerine kurulmuş, önemli miktarda kömür rezervinin üretilebilme imkânı engellenmiştir. Özel şirket zaman ve para gerekçesiyle projeye uymadan yanlış yerden üretime başlamıştır” dedi.
“Yüksek kazanç İçin Üretim Zorlamaları Kazaya Davetiye Çıkardı”
Konuşmalarında sahayı işleten firma hakkında çok ciddi iddialarda bulunan milletvekili Mehmet Akif Paksoy; “Sahayı işletmekte olan şirkete belirli bir süre (Şubat 2011’e kadar) yapılan kömür teslimatları karşılığının %50 oranında zamlı verilmesinin (bonus uygulaması) şartnamede yer alması söz konusu şirketi bilinçsizce ve teknolojiden uzak maden işletmeciliği yapmaya teşvik etmiş bu sebepten anılan şirket gerekli yatırımların yapılmasından imtina etmiştir. Hızlı ve yüksek kazanç sağlanabilmesi için üretim zorlamaları kazalara davetiye çıkarmıştır. Şev stabilitesi hesaplarında gereken hassasiyetin gösterilmediği, işletmeye girmeden önce bölgede mevcut olan yer altı suyu drenajının yeterli yapılmadığı, drenajın önlenmesi babında Hurman Nehri projede olduğu halde su sızmasını engellemek için yapılması gereken beton kanala alınmadığı, buradaki maksadın maliyetten kaçmak olduğu değerlendirilmektedir.
Ayrıca kuşatma kanalı ve kollektörler yapılmamıştır. Böyle büyük bir göçüğün günler öncesinden belirtilerinin olduğu ve gerekli önlemlerin de bu aşamadan itibaren alınması gerektiği halde alınmadığı düşünülmektedir. Bir kısım uzmanlarca yüzeyde oluşan çatlakların hafriyatla doldurularak kapatılmış olabileceği iddia edilmektedir. Bu iddia doğruysa faciaya davetiye çıkartılmıştır. Kazanın yaşandığı Çöllolar sahasında kuyuların derinliğinin yeterli ve standartlara uygun olmadığı da başka bir iddiadır. Bu iddia doğruysa yer altındaki suyun bitirilemediği, kalan suyun göçüğe zemin hazırladığı iddialar arasındadır. Neticede buradaki toprak kaymasının iki sebepten kaynaklandığı uzmanlarca değerlendirilmektedir.
Bunlardan birinci sebep suyun gerektiği ölçekte dejarj edilmemesi, ikincisinin de şev hesaplarının doğru yapılmamasıdır. Bir ilave durum da bonuslu ihale olarak tabir edilen işi ne kadar erken bitirirsen (veya belirli sürede ne kadar çok teslimat yaparsan) o kadar para alırsın mantığıyla düzenlenen sözleşmedir. Bu sözleşme de firmayı karpuzun göbeğini çekmeye itmiştir” dedi.