28 Şubat’ın mağdurlarından olan Mükremin Kılınç 1959 Elbistan Çiçek Köyü doğumlu. 1989 yılında Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi’nden mezun olan Kılınç, devletin çeşitli kurumlarında görev yaptı. 1995 yılında Refah Partisi’nden Kahramanmaraş Milletvekili Aday Adayı olarak siyasete girdiğini fakat seçilemediğini belirten Mükremin Kılınç, 28 Şubat sürecinde de haksız yere cezaevinde yattığını söyledi.
Sincan Belediye Başkan Yardımcısı iken düzenlenen Kudüs Gecesi’nde Hamas’ın propagandasını yaptığı iddiasıyla yargılandığını, 3 yıl 9 ay ceza aldığını, cezanın 2,5 yılını fiilen cezaevinde yatarak çektiğini belirten Kılınç; “1997 yılının Ocak ayında Ramazan Ayı etkinlikleri içerisinde 31 Ocak 1997’de Kudüs gecesi adı altında bir program düzenledi belediye başkanlığımız ve ne olduysa o gece oldu. O meşhur 28 Şubat sürecinin haşmetli generalleri tankları Sincan’a sürdü ve Tanklar Sincan caddelerinde gezmeye başladı. Bizim o gece yaptığımız sadece bir Müslüman kardeş ülke ve Müslümanların ilk kınlesi olan Mescid-i Aksa’nın İsrailliler tarafından işgalinin ve orada yaşayan Filistinli kardeşlerimizin vatanlarından sürgün edilmesi, onların kollarının bacaklarının bir ağaç parçası kırıyor gibi kırmalarını biz orada toplumuzun gündemine getirip lanetlemek için, Filistin’deki bizim Müslüman kardeşlerimizin bir İslam kardeşliği çerçevesinde destek olmak için biz o programın yapılmasını düşündük ve uyguladık. 28 Şubat zihniyeti bizim bu yaptığımızı çarpıtarak orada sanki bir terör örgütü varmış gibi, sanki vatana, millete karşı yapılan bir hareketmiş gibi günlerce gündeme getirdiler ve biz sonunda tutuklanarak kendimizi cezaevinde bulduk. Filistin’de vatanını korumak için mücadele eden Hamas örgütünün propagandasını yapmaktı bize isnat edilen suç. Mahkemeye çıktı, defalarca duruşmalar yapıldı. Elimizde MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün böyle bir örgüt olmadığına, örgüt denilen oluşumun, Hamas’ın orada bir parti olduğunu, vatanını kurtarmak için İsrail’e karşı mücadele ettiğini belirten raporlar var ve bu raporlar mahkemeye de sunuldu. Ama o hiç dikkate alınmadı ve mahkeme 7-8 ayda hüküm verdi. Daha sonra dosya Yargıtay’a gitti ve orada da kısa sürede görüşülerek dava onandı ve cezaevine girdik. 2,5 yıl filen cezaevinde kaldım. Ben bunu AİHM’e taşıdım. AİHM, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni adil yargılamaktan mahkum etti, suçlu buldu. AİHM’den çıkan sonuçla beraber bana cezaevi veren Ankara 2 Nolu DGM’ye tekrar dava açtım ‘ben haksız yere yargılandım, haksız yere ceza aldım bunun düzeltilmesi’ diye. Mahkeme cezamı yok hükmünde saydı. Daha önceki cezamda kamudan da men edilme vardı o da kaldırıldı. Bu şekilde aynı mahkeme tarafından haklarımdan iade aldım” dedi.
Kılınç son olarak milletvekili seçilmesi durumunda hedeflerini de dile getirerek şunları söyledi; “Hedefim hamasi nutuk atmak değil. Ben bu işe bu yola 95 yılında girdim, ben bu hareketin çizgisi dosdoğru bir neferiyim. Bedelini de ödedim. Yani 2,5 yıl cezaevinde bu hareketin içinde hizmetin farklı bir kulvarında muhatap oldum. Dolayısıyla bugün hamasi nutuklarla bir beyanat vermeyi doğru bulmuyorum. Birikimlerimi, deneyimlerimi ve bu çizgideki şimdiye kadar geldiğim noktayı 2 dönemden beri AK Partimizin bölgemizde hizmet yoksunluğunu görüyorum.”dedi.