SDD Başkanı Haluk Gül, Nisan Ayı değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi; “Her seçimde aday belirleme aşamasında olduğu gibi bu defada Partiler ve Seçim yasamızın çağdaş demokrasi normlarına tezatlığı tartışmaları egemen oldu Nisan ayına. CHP’nin kısmi önseçiminin dışında adaylar yine liderlerin iki dudaklarının arasından fırladı seçim meydanlarına.
Partilerde listeler tartışılır, hoşnutsuzluklar dile getirilirken YSK’da onaylanan geçici aday listesi demokrasimizin çağdaş normlardan ne kadar geride, ne kadar sorunlu ve eksikli olduğunu tüm yalınlığıyla gün yüzüne çıkarttı. Anayasanın 76.maddesini referans gösteren YSK, BDP ve blok’unun desteklediği adayları tırpanlamasın son güne bırakmasının izahını yapamazken sorunun yalnızca yasalarda değil bizzat Anayasa’da olduğunu, 12 Eylülün bugünde yaşamımızı belirlediğini ilan etti bir bakıma. 8,5 yıldır iktidarda olanların Anayasanın 26 maddesini 7,5 ay önce referanduma götürenlerin 76.maddeden habersizlermişçesine üzüntü beyan etmeleri siyasi riyakârlık örneği olarak geçti tarihin sayfalarına. Sokakların hareketlendiği, seçimin meşruluğunun tartışıldığı günlerde Başbakan sessizliği tercih ederken, CHP takındığı tavırla demokrasi dersi verdi. Sorun yasama kaynaklı olmasına rağmen sorunu yaratan kurum olarak suçlanan YSK tekrar sorunu çözdü ama Türkiye karanlık birkaç gün yaşamak zorunda kaldı. Güven kayboldu, seçimlerin sağlıklı yapılmayacağı endişesi arttı.
‘%10 seçim barajının Demokrasi ile ne ilintisi var’ diyen, temsilde adaleti önemsemeyen, Amerika’nın Mısır’a, Sudan’a, Libya’ya dayattığı sandık demokrasisini demokrasi sanan, çağımız demokrasisinin katılımcılık ve çoğulculuk esasına dayandığını kavrayamayan, kavramak istemeyen bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. İnsanlık anıtını yıkmak için kepçelerin harekete geçtiği gün İstanbul’da anıt savunucularından Bedri Baykam bıçaklı saldırıya uğruyor. Anıt için ‘ucube’ söylemi saldırganın ilham kaynağı oluyor. AKP,2023 hedeflerini bildirgesini ile açıkladı ama “Başkanlık sistemi” önerisine rastlanmıyor. Buna rağmen iktidarın her sıkışmasında gündem değiştirmek için bu konuyu gündeme getirmesini medya sorgulamıyor.
YGS’de şifre itiraf ediliyor, ama görevliler yerlerinde oturduğu gibi hakkını arayan gençler ‘5-10 bin kişide biz yürütürüz’ diye en yetkili ağızlar tarafından tehdit ediliyor. KPSS, YGS rezaleti Lisans Üstü Giriş Sınavı ile sınav rezaleti sürekliliği kazanıyor. Dağıtılan 150 kitapçığın yanlış olduğu da anlaşılmasına ve soruşturma sürüyor olmasına rağmen YGS sonuçları açıklanıyor. AKP iktidarı döneminde, Türkiye, hiçbir sınavı doğru dürüst yapamayan bir ülke durumuna geliyor. Başbakan “çılgın proje”sini açıkladı. Türkiye’nin çözüm bekleyen acil sorunlarıyla da, İstanbul’un acil sorunlarıyla da alakasız, seçmen üzerinde “büyük düşünüyorlar “ intibası yaratmayı amaçlayan, uçuk bir proje. Üstelik 3 yıldır hazırlattıkları Çevre Planında da böyle bir projenin esamesi yok. Üstelik bu çevre planına tam 80 Trilyon harcamışlar. 17 yılda tüp geçit yapmayı başaramayanların bu tür çıkışları olsa olsa gündemi değiştirmek amaçlı olabilir. Amaç; konuşmak ve konuşturmak. Birde yandaşlara seçim arifesinde İstanbul’un bakir yeşil alanlarının da yandaş hizmetine açılacağı mesajı.
12 Haziran seçimlerine bu olumsuzluklarla yol alıyoruz. Bütün bu olumsuzlukların ve kötü yönetilmenin karabasan gibi üzerimize çöktüğü günlerde “tan, gece karanlığının en koyu yerinde atar.” Özdeyişinin işaret ettiği gibi CHP seçim bildirgesini, umudun baş mimarı Sayın Kılıçdaroğlu açıklıyor. CHP, bu bildirge ile iktidara hazır olduğunu ilan ediyor ve “Alternatifsizlik” kıskacındaki geniş kitlelere umut ışığı oluyor. Her konuda söylenecek sözü ve üzerinde büyük bir titizlikle çalışılmış projeleri olduğunu ilan ediyor. Seçimlerde başarı sağlamanın 3 saç ayağı vardır: Sorunları doğru tespit edeceksin. Çözüm önerilerin doğru ve anlaşılır olacak. Perspektifine uygun kadrolarla hedefe kitleneceksin. Bu bildirge ile CHP, Türkiye halkına, çağdaş demokrasi, eşitlik, özgürlük, gerçek anlamda sosyal hukuk devleti, işsizliği ve yoksulluğu yenmiş, yolsuzluğu gündem dışına çıkarmış, Üniversiteleri YÖK mengenesinden kurtarılmış, eğitim ve sağlık hizmetlerinin tamamen parasızlaştırıldığı, barışın ve kardeşliğin ve her alanda fırsat eşitliğinin yaşandığı, din-dil-ırk-inanç-cinsiyet ayrımı yapılmaksızın herkesin eşit yurttaş muamelesi gördüğü, her alanda şeffaf, sürekli büyüyen ve adil bölüşen bir Türkiye vaat ediyor.
Ülkemizin sorunları doğru tespit edilmiş, çözüm projeleri sosyal demokrat perspektifle oluşturulmuştur. Vaat edilen Türkiye uzun yıllardır düşünü kurduğumuz Türkiye’dir. Bu umuda sımsıkı sarılmak ve sahiplenmek, bu umudu gerçeğe dönüştürebilmek için bu çabaya emek koymak görev haline geliyor. Başarının 3 saç ayağından biri olan kadrolar sorununda kısmi sorunlar olması bu gerçeği değiştirmiyor. Sosyal demokrat düşüncenin en geniş kitlelere yayılabilmesi ve bilgiye dayalı etik siyasetin hâkim olması için çalışma yürüten, ayrıntılara değil öz’e, tali olana değil temel olana göre hareket etmeyi ilke edinen SDD Elbistan Şubesi olarak umudun realiteye dönüşmesi için emeğimizi esirgemeyeceğimizi ilan ediyoruz. Aday belirleme yöntemini eleştirsek de, Aday listelerindeki 5-10 ismi benimsemiyor, CHP’ne yakıştıramıyor, CHP adayı olmalarında anlamda yararda görmüyor olmamız, Bu adaylar hakkında CHP genel başkanı sayın Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları dahi bizleri ikna edemiyor olsa da esası kavramamızı perdelenmiyor. Biliyoruz ki; asıl olan perspektiftir ve doğru perspektif ayrık otlarının en güçlü panzehiridir. Çünkü; biliyor ve inanıyoruz ki: Parti içi demokraside, ancak ve ancak 12 Eylül Anayasası tasfiye edildiğinde ve Türkiye demokratik, çağdaş bir Anayasaya kavuştuğunda kalıcı gerçeklik kazanacaktır. İnanıyoruz ki; bu Anayasa ancak ve ancak 12 Eylülden beslenmeyenlerin öncülüğünde yapılacaktır. Bu gerçekliğin bilincinde olanlar için; yani Türkiye’nin üzerinde dolaşan kara bulutlardan, yaşanan korkulardan, umutsuzluktan ve karamsarlıktan rahatsız olan aydınlar, ilericiler için davranışlarını belirleyen asıl öğe CHP’nin Milletvekili aday listeleri değil CHP’nin seçim bildirgesi ve vizyonu olacaktır, olmalıdır. Unutulmamalıdır ki; 12 Eylül askeri faşizmi sürecinden sonra, CHP ilk kez, sosyal demokrat parti olma kimliğine uygun sosyal demokrat bir perspektifle seçime giriyor. Bu tarihi bir dönemeçtir ve tüm sosyal demokratlar bu gerçekliğin önemini kavramalı ve ayrıntılara hapsolmadan bu perspektifi iktidara taşıma mücadelesine emek koymalıdır.”
Tavsiye Et
| 
Yorum Yaz
Yorum Sayısı
Tarih
