AK Parti MKYK Üyesi ve Kahramanmaraş Milletvekili Adayı Mahir Ünal, dün saat 12.00’de Habertürk Televizyonu’nda canlı yayınlanan ve Ceren Akdağ Şahin’in sunduğu Hayatın İçinden programına katıldı.
“Beyanname Aslında Vizyon Belgesidir”
AK Parti’nin seçim beyannamesini hazırlayan isimlerden biri olan Ünal, programda seçim beyannamesinin nasıl hazırlandığı ve içeriği noktasında açıklamalarda bulunurken, Ceren Akdağ Şahin’in sorularını da yanıtladı.
AK Parti’nin kuruluş programında Türkiye’nin bütün sorunlarının özetlendiğini, 8,5 yıllık AK Parti iktidarında siyaset kurumunun işletilerek bu sorunların büyük bir kısmının çözüldüğünü söyleyen Ünal; “Şimdi ne oldu peki bu sorunlar çözülünce? Türkiye bir güven ve istikrar adası haline dönüştü. Ama istikrarın devamlılığı anlamında Türkiye’nin bir hedefe, bir vizyona ihtiyacı vardır. Dolayısıyla bu beyanname aslında bir vizyon belgesidir. Dolayısıyla Türkiye’yi biz 2015, 2019 ve 2023 ölçeğinde planladık. Ve şimdi bunun arka planına baktığımız zaman da 8,5 yıl içinde Sayın başbakanımızın da ifade ettiği gibi çıraklık ve kalfalıkta bunun altyapısı hazırlandı. Seçim, eğer siz bir şeyleri tasarlıyorsanız, bir şeyleri planlıyorsanız ve yaptığınız bu tasarım ve planlama milletin aldatılmasına yönelik ise yani kendinizi pozisyonlamak anlamında bunu yapıyorsanız” dedi.
“Türkiye’nin Sağduyulu Bir Muhalefete İhtiyacı Var”
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim meydanlarındaki konuşmalarına da değinen Ünal; “Sayın Kılıçdaroğlu’nu ben de yakından takip ediyorum. Ve Sayın Kılıçdaroğlu ile ilgili de umutlanmak istiyorum. Çünkü Türkiye’nin bir muhalefete, sağduyulu bir muhalefete ihtiyacı vardır. Sağduyudan şunu kastediyorum, aklıselim bir muhalefete ihtiyacı var, rasyonel bir muhalefete ihtiyacı var. Ama Kılıçdaroğlu ne yapıyor? Kılıçdaroğlu bütün sorunları, sıkıntıları ve duyguları bunlar üzerinde oluşan tüm duyguları tüketerek siyaset yapıyor. Az önce de ifade ettim, siyaset kurumu sorun çözer. Sorunlar, sıkıntılar her zaman vardır. Çünkü bir toplum nasıl gelişir? Sorunlarını çözerek, sıkıntılarını aşarak gelişir. Bir sorunu çözerseniz yeni bir sorun ortaya çıkar. Siyaset kurumunu işleterek milletin iradesi, milletin istekleri ve ihtiyaçları sorunları çözersiniz. Ama sorunlar ortadayken siyasetin ve siyasetçinin de bir sorumluluğu vardır. O sorunları çözerken mutabakat sağlarsınız, uzlaşma sağlarsınız. Kendi çözümünü de ortaya koyarsın muhalefet olarak ve bu çözümün daha doğru biz çözüm olduğunu ifade edersiniz iktidara ve ‘bakın sizin çözümünüzün şöyle şöyle sıkıntıları var’ dersiniz. Ama Kılıçdaroğlu’nun yaptığı siyasete baktığınız zaman tamamen çözüm yerine o var olan sıkıntıyı, sorunu ve bunlar üzerinden oluşmuş duyguyu istismar ederek ve bu duyguyu kullanarak insanların duygularıyla oynayarak siyaset yapıyor” dedi.
“7 Bin Sosyal Destek Uzmanı İstihdam Edilecek”
8,5 yıllık AK Parti iktidarında 14,5 milyar dolarlık sosyal yardım yapıldığını, bunun da sosyal devlet olma ilkesi gereği olarak yapıldığının altını çizen Mahir Ünal, muhalefetin bu yardımları sadaka olarak değerlendirdiğini söyledi. Ünal; “Devlet sadaka vermez. Devlet, destekte bulunur. Biz 8,5 yıl boyunca insanımıza sosyal devlet olma gereği olarak destekte bulunduk. Şimdi biz bu 8,5 boyunca yapılan sosyal desteklerin 2023 vizyonu çevresinde 2015 ölçeğinde planladık. ‘ASDEP’ Aile Sosyal Destek Programı çerçevesinde sosyal destekleri kurumlaştırıyoruz, tek bir çatı altında topluyoruz, koordine ediyoruz ve mükerrer yardımları önceleyecek bir şekilde programlıyoruz. Bunlar Sosyal Yardım Bakanlığı çatısı altında, ASDEP çerçevesinde ve aile hekimliği ile birlikte koordinasyon halinde olacak. Çünkü SOYBİS bünyesinde bütün sosyal desteğe ihtiyaç duyan ailelerin envanterleri var elimizde. Dolayısıyla sosyal destek programı bünyesinde istihdam edeceğimiz 7 bin sosyal destek uzmanları aile hekimleriyle koordinasyon içerisinde çalışacaklar ve her bir sosyal destek uzmanımıza bölgeye göre 500 ya da 1000 aile verilecek. Ve o sosyal destek uzmanı o ailenin ihtiyaç duyduğu sağlık, eğitim, evde bakım hizmeti neyse onların hepsini takip edecek ve programlayacak. Şimdi aile sigortasına baktığımız zaman, aile sigortası başlığı altında seçim beyannamelerinde ifade ettikleri daha çok ‘size 600 lira para vereceğiz.’ Ben sosyoloji doktorası ve sosyoloji yüksek lisansı yaptım. Az çok topluma dair bir şeyler bildiğimi düşünüyorum. Şimdi vaat ettikleri şeyin toplumsal karşılığına baktığımız zaman bir süre sonra miskinler tekkesi açmamız gerekecek. Yani biraz karikatürize ederek söylüyorum ama sonuçta insanlara ayda 600 lira para vermeniz şu anlama gelecek. O insanları siz istihdam oluşturmanız gerekirken, ekonomiyi büyüterek o insanları üreten, topluma katkı sağlayan bireyler haline getirmeniz gerekirken ‘ben size her ay en az 600 lira para vereceğim’ dediğiniz zaman bu insanların motivasyonunu yok edersiniz. Dolayısıyla rasyonel bir zemine oturmuyor” dedi.
“Cumhuriyeti Atatürk’ün Önderliğinde Bu Millet Kurdu”
CHP’nin seçim beyannamesine de değinen AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Adayı Mahir Ünal, beyannamenin başında ‘CHP cumhuriyeti kurmuş ve egemenliği halka vermiştir’ şeklinde bir ifade kullanıldığını, bunun da millete saygısızlık olduğunu belirterek; “CHP’nin seçim vaatlerini analiz ettiğinizde öncelikle çok ciddi bir arka plan eksikliği görüyorsunuz. CHP’in seçim beyannamesinin analizi var. 3 başlık altında gözüküyor. Ya AK Parti tarafından yapılanlar kötü bir CHP Türkçesi ile tekrar edilmiş durumda, ya son 8 yıl boyunca AK Parti tarafından hayata geçirilmeye çalışılırken mahkemelere götürülerek iptal ettirdiği adımları yapacağım diyen bir dil var, ya da siyasi parti sorumluluğundan uzak ciddiyetsiz bir şekilde vaat yağmuru söz konusu. Diyor ki; sosyal desteğe ihtiyaç duyanların envanterini çıkacağız. Şimdi zaten bu envanter çıkmış durumda. Ya da aile sigortası başlığı altında desteklerden bahsederken anlatılan bazı maddeler var. Onların hepsi zaten 8.5 yıldan beri yürütülüyor. Ama mevcut zihniyetin arka planını görmek adına söylemem gereken bir şey var. Başlangıçta şöyle bir ifade kullanılmış, CHP seçim beyannamesinin başlangıcında diyor ki; ‘CHP cumhuriyeti kurmuş ve egemenliği halka vermiştir’. Oysa bu, bir kurtuluş savaşı veren milletin, bu cumhuriyeti kuran milletin iradesine karşı bir saygısızlıktır. Bunu bir lütuf gibi adeta ifade ediyor. Bu yaklaşım zaten CHP’nin milletle kurduğu ilişkinin niteliğini ele veriyor. Bu cumhuriyeti bu millet kurmuştur. Atatürk’ün önderliğinde, Atatürk ve silah arkadaşlarının liderliğinde bu cumhuriyeti bu millet kurmuştur. CHP kurmamıştır. CHP cumhuriyeti kurmuşta millete vermiş değildir. Bu millet kendi iradesi ile bir mücadele vermiştir ve cumhuriyeti kurmuştur. Cumhuriyette 1923 yılında kurulmuştur” dedi.
“AK Parti, Milletin Ruh Damarından Besleniyor”
AK Parti’nin seçim beyannamesinin 8 ay gibi bir zaman zarfında titizlikle hazırlandığının altını çizen Ünal; “Biz seçim beyannamesini hazırlarken, Sayın Başbakanın titizliğini ve hassasiyetini bir insan olarak ben gördüm. Vaat ettiğimiz her şeyin gerçekleştirilebilir olup olmadığını çek ettirmiştir. Yani orada yazdığımız her şeyin fizibilitesi yapılmıştır. Hazinede kaynağı var mı, bütçede karşılığı var mı yok mu, bakılmıştır. Bütün bunlar çek edildikten sonra beyannameye konulmuştur. Yaklaşık 8 ay sürede beyanname hazırlandı. Ama bunun tabi çok ciddi bir arka planı var. Bu zamana kadar şunu anlamakta zorlanıyorlar; neden AK Parti bu kadar başarılı. Çünkü AK Parti bu milletin ruh damarından besleniyor” dedi.
“Muhalefetle Aynı Dili Kullanamıyoruz”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hemen hemen her mitinginde Başbakan Erdoğan’ı televizyonda tartışmaya davet ettiğini hatırlatan Ceren Akdağ Şahin, Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’nun bu teklifini neden kabul etmediği yönündeki soruya ise şu sözlerle cevap verdi; “Aslında bu sorunuzun cevabı bizim konuşmamızın içerisinde saklı. Ben muhalefetin sorumluluğundan bahsettim. Şuanda biz burada güzel bir diyalog gerçekleştiriyoruz. Siz burada gazeteci kimliğiniz ile gazeteci kimliğinize ve sorumluluğuna uygun sorular soruyorsunuz, bende tüm samimiyetim ile cevaplandırıyorum. Ama burada ben sizin gazeteci kimliği dışına taştığınızı ve art niyetli davrandığınızı, istismar etmek istediğinizi fark ettiğimde muhtemelen bu iletişimi ben keserim. Muhalefetle neden çıkmıyoruz? Muhalefetle çıkmayışımızın nedeni şu, çünkü aynı dili kullanamıyoruz. Tabii ki bu ülkede sıkıntılar sorunlar var, tabii ki iktidarın eksikleri olacaktır. Şimdi siz bunu istismar etmek, budaki sıkıntıyı, buradan oluşan duyguyu istismar etmeye ve sömürmeye, onun üzerinden bir istismar siyaseti tercihiniz varsa, bunun üzerinden iletişim kuramazsınız. Burada iletişim olmaz. Burada olsa olsa kaotik bir kavga ortamı olur. Çünkü orada iyi niyet yok.”
