Anasayfa | Eczanelerimiz | İletişim-Künye | Resmi Kurum telefonları | Haber Ara | Sitene Ekle | RSS Kaynağı

HABER ARA


Gelişmiş Arama

EN ÇOK OKUNANLAR

Takvim

Sayaç

Gül; "Demokrasi Kültüründen Çok Uzaktayız"

Sosyal Demokrasi Derneği (SDD) Elbistan Şubesi Başkanı Haluk Gül, 2011 Mayıs ayı bildirisini yayınladı. Gül, Türkiye'de demokrasi kültüründen uzak olunduğunu söyledi.
Yorumlar  Yorum Sayısı : 0 Tarih  Tarih : 03 Haziran 2011 10:10

SDD Elbistan Şubesi adına yazılı bir açıklama yapan Başkan Haluk Gül, şu ifadelere yer verdi; “Türkiye’nin emekçi güçleri Mayıs ayına tam bir bayram havasıyla, büyük bir coşku ile girdi. Milyonlar işçi bayramını alanlarda kutladılar. Emekçiler birlik, dayanışma ve mücadelenin önemini haykırdılar. 2011 Mayıs’ına damga vuran bu eylemlilik sonrasında hâkim olan yine siyasetteki ayak oyunları ve Bizans entrikaları oldu. Bir kez daha anlaşıldı ki; demokrasi kültüründen çok uzaktayız ve bazıları demokrasinin sadece ve sadece seçim olduğunu zannediyor. Demokrasiden bunu anlayanlar seçim kazanmak uğruna, seçimin kaderini belirleyecek her şeyi ama her şeyi kullanmayı mubah sayma alışkanlıklarını sürdürüyor. Türkiye’de zaten kaygan olan siyaset zemini iyiden iyiye kayganlaşıyor ve kimileri için üzerinde durulamaz hale geliyor. Bu gelişmeler siyaset kurumunu saygınlaştırmaya çalışan bizleri rahatsız ediyor. Bu nedenle ay içinde 2 basın bildirisi yayınlamak zorunda kaldık. O basın bildirilerinin konularını tekrar irdelemeyi gereksiz görüyoruz.

Seçimlere 250-260 saat gibi kısa bir süre kaldı. Mayıs ayı içinde yaşanan olaylardan bir kısmı üzerinde hemşerilerimizle birlikte beyin jimnastiği yaparak siyasi aktörleri samimiyet testine sokmak ve hemşerilerimizin sandık davranışına yardımcı olmak istiyoruz.  Ege’deki CHP’li Belediyelere yapılan sindirme operasyonuna vicdanınız nasıl tepki veriyor? Bu operasyonların Sayıştay müfettişleri marifetiyle yapıldığını ve bu güne kadar Türkiye’de örneği olmadığını, kanunları hiç sayarak yapıldığını biliyor musunuz? Zamanlamasının tesadüfen seçim arifesine denk geldiğine inanıyor musunuz? Kültür Bakanı’nın “zamanlaması yanlış oldu” derken samimi olabileceğine küçücük bir ihtimal verebiliyor musunuz? İktidarın bu operasyonun dışında olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Dışında idi ise, durdurma kararını nasıl verdi bir izah bulabiliyor musunuz? Sayın Başbakan, Bakanı Sayın Yazıcı’nın dürüstlüğünü ispat etmeye çalışırken, tekrar aday gösterilmeyen Milletvekilleri ve Bakanları için; ”Aday gösterilmemelerinin birçok nedeni vardır” diyor. Bu söz aday gösterilmeyen Bakan ve Milletvekillerini zan altına sokmaz mı? Sayın Başbakanın zan altına soktuğu kişilerin, başbakana cevap vermemeleri sükûtla ikrar koyma anlamına gelmez mi? Başbakanın sözüne açıklık getirmesini isteyen Sayın Kılıçdaroğlu’nun karşısına Başbakanın demeci ile şaibeli duruma düşmüş bir eski bakanın dikilip “benimi kastettin” demesi, kaybolan bir şeyi aydınlıkta fenerle aramak değil mi? Aday gösterilmeyen eskiler grubun 2/3’ünü oluşturuyorsa ve “aday gösterilmemelerinde birçok neden vardır” diyende o grubun Genel Başkanı ise grup bir bütün olarak zan altında ve şaibeli anlamına gelmez mi? Sayın Kılıçdaroğlu’nun “Başbakanın kimyasını bozdum” iddiasının gerçekle ilintisini hiç test ettiniz mi? Başta Başbakan olmak üzere iktidarın tüm kurmaylarının son günlerdeki demeçleri, CHP Genel Başkanını doğrular nitelikte belgeler değil mi?

    ‘Sivas’tan öteye gidemezler’ diyen, oralarında memleketin birer parçası olduğunu üstüne basa basa vurgulayarak gitmeleri tavsiyesinde bulunan Sayın Başbakan değimliydi? Peki, şimdi ne oldu da Sayın Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’yi karış karış gezmesi Başbakanı bu kadar sinirlendirdi? Acaba, nasıl olsa gezemezler diye düşünüyordu da Kılıçdaroğlu onu büyük bir hayal kırıklığına mı uğrattı? Acaba,Sayın Başbakanın ezberimi bozuldu?! CHP’nin Hakkâri mitingine katılan TC Vatandaşlarını, haklarında bir takibat dahi yokken suça bulaşmış insanlar gibi göstermek insafsızlığın ötesinde bir suç değil mi? Bunu hele de o ülkenin o vatandaşların Başbakanı yapıyorsa, kimyası bozulduğundan olabilir mi?

Henüz yargılanması süren insanlara bir ülkenin Başbakanı peşinen “çete” diyorsa, yargıyı etkilemenin suç olduğunu bile bile bunu yapıyorsa sizce de kimyası bozulmuş olabilir mi? “Kürt sorunu benim sorunum” diyen ve bu konuda sayısız açılım toplantıları yapan bir başbakan aniden “Kürt sorunu yoktur” diyorsa kimyası bozulmuş olabilir mi? Bir Başbakan, devletin tüm mekanizmaları kendi elindeyken Silivri-Kandil ittifakından söz edebiliyorsa, yani suç ve suçlu yaratmak, iktidarda olmasına rağmen mağdur edebiyat yapmaya zemin yaratabilmek için bir cezaevi ile başka ülkedeki bir kampın bağlantısını iddia ediyorsa Kimyası bozulmuş olabilir mi? Siyaset kurumu internete düşen, insan haklarını hiçe sayan, görüntülerle sarsılırken, bu görüntüleri yayınlayanları araştırması, bulması gereken Başbakan; o görüntüler üzerinden seçim meydanlarında nutuklar atıyorsa Kimyası bozulduğundan olabilir mi? Her fırsatta CHP tarihine göndermeler yapan Sayın Arınç’ın son günlerde “CHP’ nin kurumsal kimliğine yakışmaz” türünden demeçleri, CHP’nin kurumsal kimliğinin derdine düşmesi, CHP’nin yükselişinin iktidar partisinin tüm kurmaylarında yarattığı şokun sonucu olabilir mi?

 Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Başbakanın şifresini çözdüğünü de iddia ediyor. Sahi çözmüş olabilir mi? 2007 Seçimleri Kampanyasında tek bir proje lafı etmeyen Başbakan, duble yol muhabbetinden vazgeçip çılgın projeler arayışına girdiğine göre şifresinin çözüldüğü kaygısına düşmüş olabilir mi? Sayın Başbakanın “değiştirmem” dediği seçim barajının 2015’ten sonra 1-2 puan düşürülebileceğini söylediğine göre bugün temsil edilemez saydığı 5 Milyon oyu 2015 ten sonra temsil edilebilir sayması da şifresinin çözüldüğünü anlamasından ve %10 barajının 1.partiye yaradığını 1.parti olma şansını kaybetmekte olduğunu anlamasından mı? Bir köşe yazarının bu seçimi yüzyılın seçimi ilan etmesi de şifrenin çözüldüğü endişesinden olabilir mi? Çok sayıda siyaset bilimci; DP iktidarının günden güne güç kaybettiği günlerde 27 Mayıs darbesinin yapılmasının CHP’nin iktidar yolunu kestiğini tespit etmiş olmasına rağmen, Sayın Başbakan’ın merhum Menderes’in memleketinde ‘27 Mayıs CHP zihniyetinin resmi belgesidir’ demesi de şifrenin çözülmüş olduğunu anlamış olmanın paniğinden mi? Sayın Arınç’ın, özel yaşama getirilen sınırlamaları eleştiren Sayın Boyner’e ‘düşünceniz iktidar olursa porno filmleri serbest bırakırsınız’ yanıtını vermesi de endişenin yarattığı bir ruh hali yansıması olabilir mi?

Öğrencilerin dert ortağı yazar Abbas Güçlü’nün Başbakanın gazabına uğraması da bu endişenin yarattığı bir travmamıdır ne dersiniz? CHP’nin saygın sanatçı adaylarına ve CHP’nin seçim kampanyasına katkı veren ülkenin itibar kaynağı sanatçılara ülkenin Başbakanı ‘sanatçı müsvetteleri’ diyebiliyorsa, yani halkın değerlerine hakaret ediyorsa hiç şüphe kalmıyor ki Sayın Kılıçdaroğlu iddiasında haklı. İktidarın kimyasını da, ezberini de bozmuş. Cumhuriyet savcıları T.C Hâkimlerinin bir kısmına “özel yetkili” sıfatı verilmesi vicdanlarınızda onay buluyor mu? Özel yetkililerin hukuk içinde kalarak iktidardan bağımsız hareket ettiğine zerrece inancınız kaldı mı?

Balyoz davasının ilk gününden beri adı geçen muvazzaf orgenerali seçime 12 gün kala tutuklamalarını, üstelik çağdaş hukukta belge dahi sayılmayan flaş bellek tam 2,5 ay önce ele geçirilmişken bu tutuklamanın yapılmasını sade bir yargı sorunu olarak görebiliyor musunuz? Ağustos terfilerine müdahale endişeniz var mı? Devletin silahlı gücü üzerinden, seçim arifesinde bir güç gösterisi olabileceği endişesini taşıyor musunuz? Özel yetkili savcının Kenan Evren’i ifadeye çağırması size hiç heyecan verdi mi? Yoksa zamanlamayı manidar mı buldunuz? Referandumdan 260 gün sonramı, hem de seçime 11 gün kala, 12 Eylül faşizminin paşalarının kimlikleri bulundu?

Görüldüğü gibi; Mayıs ayında yaşananlar seçmen davranışını doğru yönlenmesine yeter ve artar. Önemli olan bu gerçekleri bıkmadan, usanmadan anlatmak. Halkımızın sağduyusuna bilgilenmeyi taşımaktır. İşte bu görev en başta CHP kadrolarının görevidir. Gecesini gündüzüne katarak çalışan CHP Lideri Sayın Kılıçdaroğlu onların ilham kaynağı olmalıdır. 12 Haziran seçimlerinin ülkemiz ve halkımıza aydınlık yarınlar muştusu vermesini diliyoruz. Bu ay içerisinde orta öğrenim ve üniversite sınavına girecek çocuklarımıza başarılar diliyoruz. 4 ve 5 Haziran günü yapılacak sınavlar esnasında, çocuklarımızın dikkatlerinin dağılmaması için, ilçemizdeki tüm parti yöneticilerinden ses donanımlı araçları durdurmalarını rica ediyoruz”

Bu haberi paylaş: Google Favorilerime Ekle Google Facebook'a GönderFacebook Yahoo'ya EkleYahoo Digg'e EkleDigg Del.icio.us'a EkleDel.icio.us
 
Tavsiye Et Tavsiye Et | Yorum Yaz Yorum Yaz

Adnan Güllü Adnan Güllü
WASHINGTON ANITI ve OSMANLININ HEDIYESI

Tarihçi

Zafer Eren Zafer Eren
KIRMIZI VE GRI

DÜZ AYNA

A.Ihsan Kuyumcu A.Ihsan Kuyumcu
YOL AYRIMI

Sair-Yazar-Ressam

Mustafa Eslik Mustafa Eslik
YÖNETICILIK, LIDERLIK VE DUYGUSAL ZEKA

Yazar

Mahir Baspinar Mahir Baspinar
CÜCÜK TEPE (!)

Sair-Yazar

Hanifi Kara Hanifi Kara
EFENDILER EFENDISI'NE

Egitimci, Sâir ve Yazar

Sait Çolakoglu Sait Çolakoglu
ANAMIZ

Sair

Ömer Çay Ömer Çay
SEFA GELDIN RAMAZAN

Sair

Bilal Ay Bilal Ay
SUÇ KIMIN?

Ziyaretçi Defteri

OKU

YAZ

Gazetemiz

Önceki Gazeteler İçin Tıklayınız

Elbistan'da Hava


RSS Kaynağı 

Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
bizimelbistangazetesi.Com © 2007-2025 Tüm Hakları Saklıdır.Kardeş Site www.bizimogretmenler.com Düzenleme: Kosker - www.bizimogretmenler.com