Seçim yaklaştıkça siyasi partiler ve adaylarda seçim çalışmalarına hız verdi. Bunlardan biri olan MHP Kahramanmaraş Milletvekili Adayı Fahrettin Oğuz Tor, beraberindekilerle birlikte Doğan ve Büyükyapalak Beldeleri ile İncecik Köyü’nü ziyaret etti. Burada vatandaşlarla bir araya gelip 12 Haziran seçimlerinde destek isteyen Tor, yaptığı açıklamalarla da AK Parti’yi sert bir dille eleştirdi.
“Bu Halk Nasıl Cefasını Çekiyorsa, Sefasını da Bu Halk Çekmelidir”
AEL’ye işçi alınacak olmasına değinen Tor; “İşçi alımı seçimden önce alınmalı ve alınacak tüm işçiler Afşin-Elbistan yöresinden olmalıdır. Nasıl cefasını bu yöre halkı çekiyorsa sefasını da yine bu yöre halkı çekmelidir” dedi.
“Tek Tek Hesabı Sorulacak”
“AKP adaylarının ‘Bize neyin hesabını soracaklar? Biz bu dokuz yılda milletin yüzünü kara mı çıkarttık ki?’ şeklinde açıklamaları var” diyen Tor, sorulacak hesabın çok olduğunu belirterek; “Neyin mi hesabını soracağız? Bakın neyin hesabını soracağız. 1.20 TL olan mazotun fiyatını 3.70 TL’ye nasıl çıkardıklarının hesabını soracağız.
Hayvancılığı öldürüp, kurbanlık hayvanlarımızı bile uçaklarla Avustralya’dan getirmenin hesabını soracağız. Sarımsağı Çin’den, Mercimeği Kanada’dan, Nohut’u Meksika ve ABD den, kısır tohumları İsrail’den getirip, çiftçinin anasını ağlatmanın hesabını soracağız. 57.Hükümet zamanında % 5 olan tatlandırıcı ithalatını % 25 e çıkartıp tek ithalat yetkisini Başbakan’ın ortağı olduğu şirkete vererek pancar çiftçisini öldürmenin hesabını soracağız. ‘Babalar gibi satarım’ diyerek 80 yıllık Cumhuriyet birikimlerini yabancı sermayeye peşkeş çektikleri halde, ülkeyi 480 milyar dolar borçlandırmanın hesabını, Türk Askeri’nin başına çuval geçirtmenin, Türk Polisi’ni milletvekili seçilmesine çanak tuttukları bir teröriste tokatlattırmanın hesabını, ‘ana dilde eğitim’ diyerek bin yıllık kardeşliğin temeline bomba koymanın hesabını, ayyuka çıkan yolsuzluklar karşısında gırtlağına kadar yolsuzluğa kefil olmanın hesabını soracağız.
Devlet malını çarçur edip, devletin tahsis ettiği örtülü ödeneği partisinin seçim çalışmalarında kullanmanın hesabını, ‘Kuzey Irak’ta Kürt devleti kırmızıçizgimizdir’ dedikten sonra daha dün bir kaymakamımızla bir hafta önceden randevu alarak görüşen Barzani teröristinin ayağına gidip onun devlet başkanlığını zımnen kabul etmenin hesabını, Barzani teröristini kırmızı halılarda yürütüp, kırmızı koltuklarda sazlı sözlü eğlenmenin, hesabını soracağız. ‘Faşist Türkler’ diye naralar atıp Türkiye Cumhuriyetine hakaretler eden Şivan Perver ile görüşmenin hesabını, ‘Vallahi Apoyu özledik’ türküleri söyleyen Ahmet Kaya’ya vefa göstermenin hesabını soracağız. Önce, ‘Libya’da NATO’nun ne işi var?’ diye erkeklenip, sonra Müslümanların başına bomba yağdıran NATO’ya destek çıkmanın hesabını, Irak’ta bir buçuk milyon Müslüman’ı katledip, Müslüman kadınlara tecavüz eden ABD askerleri için dua etmenin hesabını soracağız. ‘İmralı ile görüştüğümüzü ispatlamayan şerefsizdir’ deyip sonra görüştüklerini kendi ağzı ile itiraf edip, kabul etmenin hesabını, Güneydoğu’yu kurtarılmış bölge ilân edip, büyükşehirleri yakıp kavuran PKK çapulcularına taviz üstüne taviz verip, hak arayan işçileri biber gazı ile boğmanın hesabını soracağız. YGS de yandaşlarına şifreli kitapçıklar dağıtıp 1 milyon 700 bin öğrencinin umutlarını çalanlardan tatmin olmanın hesabını, KPSS’de cevap anahtarı dağıtıp yandaşları iş sahibi yapma şaibesinin hesabını soracağız.
Üretici olan Türk Toplumunu, tüketici bir toplum haline getirip yoksul insanların yoksulluklarını istismar ederek oy avcılığı yapmanın hesabını, devlet memurları üzerinde baskı kurup, devletin valisini, kaymakamını, emniyet müdürünü ve çeşitli idare amirlerini parti elemanı gibi çalıştırmanın hesabını, yüce Peygamberimize küfreden Rasmusen’i önce reddedip, sonra NATO Genel Sekreteri olması için destek vermenin hesabını soracağız. Daha dün, Simav depreminde devletin yardım malzemelerini AKP’nin seçim arabası ile dağıtıp böyle bir felaketi bile istismar etmenin hesabını, terörist cenazelerinde adeta devlet töreni düzenleyip devlete kurşun atanların leşlerini devletin araçları ile taşıtmanın hesabını soracağız. Katliam çetesinin bebek katili elebaşına süper lüks imkânlar tanıyıp yattığı yerden örgütünü yönetmesine göz yumulmasının hesabını soracağız. Habur’da kahramanlar gibi karşılanıp ayaklarına götürülen çadır mahkemelerde serbest bırakılan teröristlerin serbest kaldıktan sona bazı resmi toplantı ve programlarda protokol koltuklarında oturmalarının hesabını soracağız. Çalınan yetim hakkıyla alınan gemiciklerin hesabını, ömrünü terör ile mücadelede geçiren kahraman Türk Subayları’nı birer vatan haini gibi zindanlara atmanın hesabını, Deniz Feneri aldatmacasıyla dolandırılan insanların verdikleri paraların hesabını soracağız. Yani AKP’den her şeyin hesabı tek tek sorulacak” dedi.