Gül, yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Türkiye ivedilikle önünü açacak ve ufkunu genişletecek, tüm sosyal katmanların rahat bir nefes almasını sağlayacak sosyal demokrat iktidara ihtiyaç duymaktadır.12 Haziran seçimlerinin bu ihtiyacı giderecek bir sonuç yaratmamış olması bizleri üzmüştür. Hiç şüphesiz ki; sosyal demokrat iktidar olma hakkı getirmeyen tüm oy oranları bizi tatmin etmeyecek ve mutlu kılamayacaktı. İşte bu nedenle %26 oy oranı bizleri tatmin etmemiş, üzmüştür.
Bir sonuçtan tatmin olmamakla partiyi başarısız bulmak ayrı şeylerdir. Eminiz ki; Bu oy oranı CHP MYK’sını da tatmin etmemiştir. Yetkili kurullarda derin analizler yapılacaktır, yapılmalıdır da. Hiç şüphesiz ki, sorgulanacak eksiklikler ve yanlışlıklar olmuştur. 1 yıl içinde 3 MYK değiştirmek zorunda kalan bir partinin seçim sürecinde aday belirleme de v.s yanlışlıklar yapması doğaldır da. Partili olmak önce bardağın dolu kısmını görmeyi gerektirir. Oda şudur: Yeni CHP söylemi tutmuş ve sosyal demokrat iktidar seçeneği Türkiye’nin önümüzdeki 4 yılının gündemi haline gelmiştir. Bu realiteyi kabul etmeden, seçimin üzerinden 24 saat dahi geçmeden kişisel ikbal hesaplarıyla, her zaman parti içi iktidar olmayı Türkiye’de iktidar olmaya yeğleyenlerin CHP’yi sosyal demokrat perspektifle umut haline getiren Sayın Kılıçdaroğlu ve yeni CHP vizyonunu eleştirme yarışına girenler samimiyetsizliğin ve fırsatçılığın tipik örneklerini oluşturmaktadırlar.
Kişisel ikballerini yeni CHP’nin olası başarısızlığı üzerine planlayan, yöneticilikleri süresince %26 oyu rüyalarında görebilme şansını dahi bulamayan, 2002’de alınan %19 oydan sonra DSP ile birlikte girilen 2007 seçimleri sonrasında alınan %20.88 oy ile “CHP %20 platosuna yerleşti diye böbürlenen ve iktidar olma hedefini hiçbir zaman gündemleri yapmamış, doğu ve güney doğu illerinde miting yapmayı dahi gereksiz gören bu zihniyet %30 oy alınsaydı bu defada “iktidar olunamadı” diye eleştiri oklarını yine aynı hedefe, yani yenilenme ve dönüşüme fırlatacaklardı.
Sayın Kılıçdaroğlu önderliğinde yeni CHP söylemi ile sosyal demokrat kimliğine kavuşan CHP ve liderine salvo atışa geçenlerin kimlikleri de eylemleri de bizleri zerrece şaşırtmamıştır. Çünkü Sayın Kılıçdaroğlu insanüstü bir gayretle seçim kampanyası yürütürken onların partide iktidar olma kulislerini yürüttüklerini Ankara kulislerinden haberdar olan herkes biliyordu.
30.04.2011 günü yayınladığımız basın bildirisinde CHP aday listelerinde bulunan bazı isimleri yeni CHP vizyonu için anlamlıda, yararlıda bulmadığımızı açıklamıştık. İşte bugün harekete geçenler anlamsız ve yararsız bulduklarımızın bir kısmıdır. Seçim arifesinde, Parti tabanında büyük beklentinin oluştuğu, iktidar olma olasılığının konuşulduğu doğrudur. Bunu sağlayan Sayın Kılıçdaroğlu’nun halkla kucaklaşması, olağanüstü performansı, yeni CHP söyleminin halkın gündemi ile örtüşmesidir. İktidar olma umudu dahi yaratamamış, korku üzerine siyaset yapmış olanlar bu yaşanmışlığı, umut yaratmanın önemini anlayamazlar.
Her sosyal demokrat Sayın Kılıçdaroğlu’na minnet duymalı, onu gereksiz, yararsız tartışmalarla meşgul etmek yerine, yeni CHP vizyonunu örgütlere özümsetme çabasına katkı koymalıdır. Çünkü onun önderliğindeki yeni CHP ile 20 yıldır ilk kez sosyal demokrat iktidar yolu açılmış, Kürt halkının CHP yargısı değişmiş, Sunulan projelerle seçim sonrasında da konuşulan, tartışılan olmak başarılmıştır. Bizans entrikaları ile bu yolu tıkamak isteyenler bilmelidir ki; Bu yaşanmışlıktan sonra CHP tabanı sosyal demokrat söylemin dışında bir söyleme prim vermeyecek ve o söylem sahiplerini sırtında taşımayacaktır.
Yeni CHP yenilenmesini sürdürmeli, sosyal demokrat perspektifle hazırlanmış projeler örgüte özümsetilmeli, parti içi demokrasi kurumsallaşmalı, kişisel ikbal sevdalıları da CHP’nin kişisel ikbal dağıtmadığını, halkın partisi olduğunu öğrenmelidir”